90509 v1 Genel Bakış Türkiye’nin Deneyimleri Genel Bakış Aralık 2014 Resmi olmayan çeviridir. Bilgi amaçlıdır. Türki e’nin Dene imleri: Ente r s on, K ps m , Kuruml r 1 Türkiye’nin Deneyimleri: Entegrasyon, Kapsama, Kurumlar 2 Genel Bakış TÜRKİYE’NİN GEÇİŞ DENEYİMLERİ: ENTEGRASYON, KAPSAMA, KURUMLAR T ürkiye daima stratejik öneme sahip bir ülke sal ortamda edinildiklerinden bu ülkelerin politika olmuştur. Doğu ile Batı arasındaki bir köprü yapıcıları için değerlidir. olarak sahip olduğu coğrafi konumu, Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerinin uzun ve benzersiz geçmi- Nelerin işe yaradığının ve nelerin değişmesi gerekti- şi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin 1923 yılındaki kuru- ğinin nesnel bir değerlendirmesi de Türkiye’nin iç si- luşunun ardından modernizasyon yönünde seçmiş yasi tartışmaları bağlamında önem arz etmektedir. olduğu yol tarihçilerin olduğu kadar siyaset bilimci- Türkiye’nin başarılarının köklerinin takdir edileme- lerin de ilgisini çekmiştir. Yakın zamanda Türkiye’nin mesi ve bunlara katkıda bulunan politikaların anla- ekonomik başarısı, gelişmekte olan birçok ülke için, şılamaması, maliyetli geri dönüşlere zemin hazırla- özellikle islam dünyası ülkeleri için bir ilham kaynağı yabilir. Türkiye’nin yüksek gelir düzeylerine doğru ilerleyebilmesi için politika çerçevesinin uyarlan- olmuştur. Türkiye ekonomisinin yükselişi hayranlıkla ması gerekmektedir, ancak bu uyarlama 2000’li izlenmektedir ve bu yükselişin demokratik siyasi ku- yılların başlarındaki kriz sonrasında benimsenen rumlar ve yoksul ve alt-orta sınıfların söz hakkında piyasa yanlısı ve Avrupa yanlısı yönelime dayanma- bir artış ile el ele yaşanması bunu daha da önemli lıdır. Türkiye’nin başarılarının birkaç yaratıcı etkeni kılmaktadır. Arap Baharı’nın ardından Türkiye çoğu olmuştur. Türkiye’nin hararetli siyasi tartışmaları, kişi tarafından İslam dünyasında başarılı bir moder- bu ilerlemenin ekonomi politikası ile ilgili geniş bir nizasyon için olası bir model olarak görülmüştür. uzlaşıya dayalı olarak başarıldığı gerçeğini gölgele- Ancak, son iki yılda Türkiye’nin deneyimlerinden mektedir. Bu uzlaşının daha da büyütülmesi gerekir. çıkarılacak dersler ile ilgili soru işaretleri doğmuş- Bu kitap hem diğer yükselen piyasalardaki hem de tur. 2002-2011 döneminde yüzde 5’in epey üzerin- Türkiye’deki politika yapıcılara hitap etmektedir. de olan ekonomik büyüme hızı yüzde 3-4 aralığına Bu kitap, diğer yükselen piyasalardaki politika ya- inmiş ve ülkenin yüksek dış finansman ihtiyaçları pıcılar için, Türkiye’nin uluslararası entegrasyonda ile ilgili riskler ortadan kaldırılamamıştır. Eleştiriler nasıl ilerleme kaydettiği ve sosyal kapsayıcılığı nasıl Türkiye’nin hukuki ve ekonomik kurumlarının gücü arttırdığı ile ilgili dersler sunmaktadır. Türkiye’deki ile ilgili soruları gündeme getirmiştir ve ekonomist- politika yapıcılar için ise, ülkenin başarılarının bir ler Türkiye’nin mevcut orta gelir statüsünde “tuzağa öyküsünü ve gelecekteki reform gündeminin belir- takılmış” olabileceğinden endişe etmektedirler. lenmesine yardımcı olabilecek olan aşılması gere- Son zamanlardaki karamsar tablo daha önceki coş- ken zorlukları ortaya koymaktadır. ku kadar abartılı olabilir. Türkiye’nin ekonomik kal- Hikayemiz 1980’li yılların başlarında, Türkiye eko- kınma ve sosyal ilerleme alanlarındaki başarıları nomisini uluslararası ticarete ve yatırımlara açan kayda değerdir ve halen yükselen piyasalar arasın- Turgut Özal’ın reformları ile başlamaktadır ve bu daki başarı hikayelerinden ilham almayı arayan bir- erken reformların olumlu etkilerini ele almakta, öte çok ülke için bunları görmezden gelmek talihsizlik yandan neden yetersiz kaldıklarının ve bir ekonomik olacaktır. Aslında, yavaşlayan büyüme ve dış eleş- ve siyasi istikrarsızlık dönemi başlattıklarının sebep- tirilere rağmen, diğer yükselen piyasalar arasında lerini irdelemektedir. 2001 yılında yaşanan büyük Türkiye’nin deneyimlerine olan ilgi halen güçlüdür. bir finansal kriz karşısında yapılan müdahaleler bir Geçtiğimiz iki yılda, Dünya Bankası Grubu’nun yar- rejim değişikliğine ve sonrasında hızlı bir ekonomik dımları ile, Hindistan, Özbekistan, Tacikistan, Ma- ve sosyal ilerlemeye yol açmıştır. Bugün ise, ülke lezya, Moritanya, Irak, Kosova, Tunus, Kenya, Pa- yüksek gelir yolunun açılabilmesi için reformların kistan ve Ukrayna gibi geniş bir yaygınlık arz eden derinleştirilmesi bakımından yeni bir sınav ile kar- ülkelerden 20’ye yakın heyet, temel sağlık hizmet- şı karşıyadır. Çalışmada doğrudan Türkiye üzerine leri reformu, orta öğretimin genişletilmesi, enerji odaklanılmakla birlikte, rapor genelinde Türkiye’nin sübvansiyonlarının kaldırılması, telekomünikasyon performansı Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika sektörünün düzenlenmesi, bankacılık sektörünün (ODKA)’daki diğer yükselen piyasalar ile ve dünya yeniden yapılandırılması, sosyal konut arzı ve kamu genelindeki büyük orta gelirli ülkeler ile karşılaştırıl- maliyesinin yönetimi gibi çok çeşitli konularda ders- maktadır. İlgisine göre, Türkiye’nin kurucu üyesi ol- ler çıkarmak için Türkiye’ye gelmiştir. Türkiye’nin duğu Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) çıkardığı dersler sürekli değişen bir siyasi ve kurum- ile karşılaştırmalar da yapılmaktadır.1 1 Rapor genelinde aşağıdaki benzer ülke grupları kullanılmıştır: Yeni AB Üye Devletleri (Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Polonya, Romanya, Slovakya), Katılım Adayları (Arnavutluk, Sırbistan ve Hırvatistan – verilerimiz çoğunlukla Hırvatistan’ın katılımı öncesine, yani 2012 yılına kadar oldu- ğundan bu gruba dahil edilmiştir), ODKA (Mısır, Ürdün, Fas, Tunus ve Suriye Arap Cumhuriyeti), BRICS (Brezilya, Rusya Federasyonu, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) ve Büyüyen Piyasalar (Endonezya, Malezya, Meksika, Filipinler ve Kore Cumhuriyeti –grup Goldman Sachs tarafından belirlenmiştir). 3 Türkiye’nin Deneyimleri: Entegrasyon, Kapsama, Kurumlar Çoklu DEĞİŞİMLER örneklerini teşkil etmektedir. Türkiye’nin geçtiğimiz on yıllık dönemde ekonomik anlamda Avrupa’yı ya- Ekonomik kalkınma toplumdaki temel değişiklikler kalaması, Avrupa’nın “Yakınsama Makinesinden” ile el ele gider. Günümüzde yüksek gelirli ülkelerin yararlanan diğer katılım ülkelerinin deneyimlerini çoğu benzer ekonomik ve sosyal yapılar ile siyasi ve yansıtmaktadır (Gill ve Raiser, 2012). Bu uluslarara- ekonomik kurumlara sahiptir: ekonomileri piyasa sı sürükleyici etkenlerin Türkiye’nin eşsiz ulusal ko- tabanlıdır, uluslararası bağlantıları mevcuttur ve bü- şulları ile bileşimi Türkiye’nin geçiş deneyimlerinin yük ölçüde şehirleşmişlerdir; yüksek nitelikli işgücü- öyküsünü oluşturmaktadır. Bu hikayede üç temel ne, düşük doğum ve ölüm oranlarına sahiptirler; ve özellik ön plana çıkmaktadır: yaygın kamu hizmetleri sunmaktadırlar. Yüksek ge- lirli ülkelerin neredeyse tamamında demokrasi var- • Yapısal değişimin sürüklediği ekonomik bü- dır ve hepsi hukukun üstünlüğü, bireysel hakların yüme: İstihdamın tarımdan sanayi ve hizmetlere korunması ve rekabetçi ve “açık erişimli” bir düze- geçişi üretkenlikte ve gelirlerde artışa yol açmış- nin kurulması ilkelerine dayalı güçlü ekonomik ve si- tır. Nobel Ödüllü ekonomist Arthur Lewis’ten bu yasi kurumlara sahiptir (North, 1990; Acemoğlu ve yana, onlarca yıl yapısal değişim gelişmekte olan Robinson, 2012; Ferguson, 2011; North, Wallis ve ülkelerde üretkenlik artışının lokomotifi olarak Weingast, 2009)2. Orta gelirli veya düşük gelirli ge- görülmüştür. Ancak Dani Rodrik ve Margaret lişmekte olan ülkeler arasındaysa, ekonomilerin ve McMillan (2011)’ın ortaya koyduğu gibi, bu lo- toplumların örgütlenme şekillerinde çok daha bü- komotifin aslında işleyip işlemediği çok açık yük bir farklılaşma mevcuttur. Ekonomik kalkınma, değildir. Bunun Türkiye’de işe yaramış olması sık kullanılan bir yolda doğrusal bir ilerlemeden ziya- uluslararası piyasa ile iç piyasanın entegrasyonu de, farklı ülkeler arasında ve farklı zamanlarda farklı ile ilişkilidir. 1980’lerde ticaretin serbestleşmesi konfigürasyonlara yol açan çoklu değişimler içerir. ve akabinde 1995 yılında AB ile Gümrük Birliği anlaşmasının imzalanması Türkiye’nin sana- Türkiye çoklu geçişler yaşamaktadır ve bu geçiş- yiinin modernizasyonu için fiyat sinyalleri ve lerin bazıları diğerlerinden daha ileri aşamadadır. rekabet teşvikleri sunmuştur. 2001 sonrasında Türkiye dış ticarete ve finansa açıktır, ancak yurt içi bankacılık sektörünün yeniden yapılandırılması sermaye piyasaları henüz yeterince gelişmemiştir. iş sektörüne finansman akışına olanak tanımış Çarpıcı bir şehirleşme süreci geçirmesi sebebiy- ve daha iş dostu düzenlemeler ile birlikte imalat le nüfusunun çoğunluğu doğum yerinden farklı ve hizmetler sektörlerinde istihdam yaratılma- bir yere taşınmıştır, ancak aile içindeki geleneksel sını kolaylaştırmıştır. Özellikle ulaştırma ve lojis- cinsiyet rolleri büyük ölçüde aynı kalmıştır. Kanun tik olmak üzere altyapıya yapılan kamu ve özel ve düzenlemelerinin birçoğunu AB standartları ile sektör yatırımları uluslararası entegrasyonun uyumlu hale getirmiş ve kamu hizmetlerine eri- faydalarının iç bölgelere yayılmasını sağlamıştır. şimi büyük ölçüde arttırmıştır, ancak ekonomi ve Anadolu’nun ikincil şehirleri de dahil olmak üze- kamu sektörü yönetişimi ile ilgili kaygılar halen re, hızlı şehirleşme yatırımcılar için cazip bir üre- devam etmektedir. Birçok yabancı gözlemci için, tim üssü oluşturmuş ve ekonomik açıdan etkin Türkiye bir zıtlıklar ülkesidir. Bu raporun da göster- bir şehirler sistemi doğmuştur. diği gibi, bu zıtlıklar Türkiye’nin ekonomik ve sos- yal kalkınmasının değişik boyutları arasında farklı Bunlar Türkiye’nin entegrasyon ile ilgili dersler düzeydeki ilerlemeden kaynaklanmaktadır. Bunlar çıkarılabilecek deneyimleridir ve temel olarak aynı zamanda ekonomik reformların sıralaması ve ticaret, işletmeler ve altyapı konularındaki başa- sürdürülebilirliği bakımından önemli dersler su- rıları ile ilişkilidir. nan bir şekilde birbirleri ile de ilişkilidir. Türkiye’nin • Borç servisinden kamu hizmetine geçiş: 1980’lerin başından bu yanaki ilerlemesinin sürük- Türkiye’nin artan refahı paylaşılmıştır ve temel leyici etkenleri, diğer yükselen piyasalardaki eği- kamu hizmetlerine erişimdeki eşitsizlikler büyük limler ile benzerdir. Çin Türkiye ile aşağı yukarı aynı ölçüde azaltılmıştır. Türkiye halen fırsat eşitsiz- zamanlarda, Doğu Avrupa ve Hindistan ise yaklaşık 10 yıl sonra uluslararası ekonomiye açılmıştır. Rus- liğinin olduğu bir ülkedir; bununla birlikte yok- ya Federasyonu ve Brezilya 1990’ların sonlarındaki sulların çoğu için özellikle geçtiğimiz on yıllık veya 2000’lerin başlarındaki finansal krizler sonrası dönem gelir, sağlık, eğitim, konut ve temel be- ekonomik yönetimlerini köklü bir şekilde reforme lediye hizmetleri bakımından önceden görülme- eden ve sonrasında, tıpkı Türkiye gibi, sağlam mak- miş iyileştirmeler getirmiştir. Nüfus içindeki payı ro yönetim ve sağlıklı finansal ve mali tamponlar yüzde 40’ın biraz üzerinde olan Türkiye’nin orta sayesinde küresel likidite bolluğunun “büyük mo- sınıfı3 halen azınlıkta olmasına rağmen 1993 yı- derasyonundan” yararlanan ülkelerin önde gelen lından bu yana iki kattan fazla artmıştır. Nüfusun 2 “Açık erişim düzeni” ifadesi North, Wallis ve Weingast (2009)’tan alınmıştır. Hem siyasi güç hem de piyasa payı bakımından eşit bir oyun alanında açık rekabeti sağlayan bir dizi siyasi ve ekonomik kurumu açıklamaktadır. 3 Bu çalışmada orta sınıf, nüfusun Satın Alma Gücü Paritesi (SAGP) bazında günlük kişi başına en az 10$ gelirle yaşayan kesimi olarak tanımlanmaktadır (bakınız Azevedo ve Atamanov, 2014). 4 Genel Bakış daha yoksul kesimleri için yaşam koşullarındaki miktarda ucuz para akışının gizlediği Türkiye’nin iyileşmeler ekonomik büyümenin otomatik bir altta yatan rekabetçilik zorlukları ele alınamamış- sonucu değildir. Türkiye’nin deneyimini ilginç tır. Yapısal değişimin kazanımları yavaş yavaş kay- kılan şey, yoksulların gelirindeki iyileşmelerin bedildiğinden dolayı, şirket düzeyinde üretkenlik örneğin Latin Amerika’da olduğu gibi gelir da- artışlarına dayalı yeni bir büyüme modeline ih- ğılımındaki değişikliklerden kaynaklanmamış tiyaç duyulmaktadır. Ayrıca, kamu mali yönetim olmasıdır (Azevedo ve Atamanov, 2014). Bu- çerçevesi ile ilgili reformlar henüz tamamlanma- nun yerine, bu iyileşmeler dağılım genelinde mıştır. Düşen faiz ödemelerinden kaynaklanan işgücü piyasası kazançlarındaki artışı, sağlık, mali getiriler neredeyse tükenmek üzeredir ve eğitim ve belediye altyapısı hizmetlerinin yay- kamu hizmetlerinin kalitesinde daha fazla iyileş- gınlaştırılması için yapılan kamu yatırımlarını tirme yapabilmek için verimlilik üzerinde daha ve Türkiye’nin sosyal güvenlik düzenlemelerinin fazla durulması gerekecektir. Bir başka husus da, güçlendirilmesini yansıtmaktadır. Bu yatırımlar Türkiye’nin geleneksel kentsel entellektüel ve iş 2000’li yılların başlarında yaşanan ve harcama- elitlerinin kaynaklarından ve deneyimlerinden ların borç servisinden kamu hizmetlerine kaydı- yararlanırken aynı zamanda yeni orta sınıfın bek- rılmasına olanak tanıyan mali konsolidasyon ile lentilerini karşılaması gerekliliğidir. Rekabetçi pi- mümkün hale gelmiştir. Hızlı şehirleşme, sağlık yasalar, siyasi ve sivil özgürlükler ve iyileştirilmiş ve eğitime erişimin birim maliyetini büyük ölçü- ekonomik yönetişim konularında yenilenmiş bir de düşürerek bu süreci desteklemiştir. Belediye siyasi uzlaşı, Türkiye’nin kurumlarını konsolide planlaması ve yönetimi bakımından yapılması etmesine ve bu şekilde yüksek gelire geçişin te- gereken daha çok şey olmasına rağmen, şehirler mellerini atmasına yardımcı olacaktır. kırsal alanlardan büyük miktardaki göçmen akı- şını kaldırabilmiştir ve onlara konut, içme suyu Türkiye’nin Başarıları ve kanalizasyon hizmetlerine erişim sunmuştur. Türkiye’nin ortalama reel geliri 1950’lerden bu Bunlar Türkiye’nin kapsayıcılık ile ilgili deneyim- yana beş kat artmıştır. On yıllık dönemler bazın- lerini oluşturmaktadır ve temel olarak ülkenin da Türkiye’nin reel Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’sındaki şehirleşme, işgücü piyasaları, sağlık ve eğitim (GSYH) artış ortalama olarak hiç yüzde 4’ün altına hizmetleri ve kamu maliyesi alanlarındaki başa- düşmemiştir (Şekil 1). Bu olağanüstü olmamak- rıları ile ilişkilidir. la birlikte, sağlam bir performanstır ve Türkiye’yi yüksek gelirin eşiğine getirmiştir. 1960’lı ve 1970’li Piyasa yanlısı bir uzlaşı, ancak tartışmaya açık yıllarda, Türkiye benzer ülkelere göre daha yavaş kurumlar: Türkiye’nin dönüşümü ağırlıklı olarak ilerleme kaydederken, 1980’li, 1990’lı ve 2000’li özel sektör öncülüğünde gerçekleşmiştir ve pi- yıllarda Türkiye’nin performansı benzer ülkeler yasaya dayalı çözümler üzerindeki siyasi uzlaşı grubundaki ortalama büyüme ile aynı düzeylerde ile sürmüştür. Türkiye’nin iç illerinden genellik- veya daha yüksek olmuştur. Bu, Türkiye’nin küresel le “Anadolu Kaplanları” olarak anılan yeni bir ekonomi ile entegrasyon dönemidir ve bu raporun girişimci neslin yükselişi ve kentsel orta sınıfın odak alanını oluşturmaktadır. büyümesi, muhafazakar sosyal ve liberal eko- nomik politikalar için siyasi bir seçmen grubu Türkiye’nin yüksek gelir düzeyine doğru ilerleyişi oluşturmuştur. 1990’ların sonlarında yaşanan büyüyen bir orta sınıf doğurmuştur (Şekil 2). Bunun derin siyasi ve ekonomik krizler, devlet ile özel önemli ekonomik ve siyasi sonuçları olmuştur. Eko- sektör arasında mesafeli ilişkilerin kurulması- nomik olarak, canlı bir iç pazar yaratmış ve hem iç nı amaçlayan bir dizi kurumsal reform için ka- hem de dış yatırımları teşvik etmiştir. Siyasi açıdan, talizör rolü oynamıştır. 2002 yılından sonra bu yeni ekonomik fırsatlar açmanın bir yolu olarak piya- reformlar Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) sa yanlısı politikalar ve daha iyi kamu hizmetleri için tarafından sürdürülmüş ve genişletilmiştir ve talep yaratmıştır. Türkiye’nin büyüme performansı AB üyeliği hedefi ve katılım müzakereleri süreci aynı zamanda yoksulluk oranlarında da keskin bir reform çabaları için önemli bir çıpa oluşturmuş- düşüş ile ilişkilendirilmiştir. Kırsal alanlarda halen tur. Türkiye bu tercihi için zengin bir şekilde yoksul kesimler bulunmakla birlikte, çoğu insan için ödüllendirilmiştir. ekonomik ölçüler büyük ölçüde iyileşmiştir. Yükselen büyüme dalgaları çoğu gemiyi daha yükseğe çıkarmış Bununla birlikte, Türkiye henüz yüksek gelirli bir ve Türkiye’nin refahı paylaşılmıştır (Şekil 3). ülke olmanın kurumsal ön koşullarını oluştura- mamıştır. Küresel ekonomik ve finansal krizden Güçlü büyüme ve paylaşılan refahın kökleri bu yana reform ivmesi yavaşlamıştır ve AB reform Türkiye’nin geçiş hikayesini oluşturan sekiz spesifik çıpası kayda değer ölçüde zayıflamıştır. Küresel başarıya dayanmaktadır. Bu başarıları entegrasyon ekonomik ve finansal kriz sonrasında ülkeye çok ve kapsama olarak iki tema altında gruplandırdık. 5 Türkiye’nin Deneyimleri: Entegrasyon, Kapsama, Kurumlar Şekil 1: İstikrarlı büyüme Türkiye’yi yüksek gelir eşiğine taşıdı %10 8,3 %8 6,8 6,0 %6 5,3 5,1 4,9 4,6 4,5 4,1 4,1 4,0 %4 2,3 %2 %0 1950'ler 1960'lar 1970'ler 1980'ler 1990'lar 2000'ler Reel GSYH Artışı (%) Benzer Ülkelerde Ortalama Büyüme (%) Kaynak: Penn World Tables (PWT), Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Dünya Bankası (DB) personelinin hesaplamaları Not: Benzer ülke grupları şunlardan oluşmaktadır: Yeni AB Üye Devletleri (Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Polonya, Romanya, Slovakya), Katılım Adayları (Arnavutluk, Hırvatistan, Sırbistan), ODKA (Mısır, Ürdün, Fas, Tunus ve Suriye Arap Cumhuriyeti), BRICS (Brezilya, Rusya Federasyonu, Hindistan, Çin ve Güney Afrika), ve Büyüyen Piyasalar (Endonezya, Malezya, Meksika, Filipinler ve Kore Cumhuriyeti). Periyot büyüme oranları, yıllık büyüme oranlarının ortalamalarını ifade eder. GSYH büyüme oranları PWT veriseti kullanılarak hesaplanmıştır. Bunun temel sebebi, PWT verisetinin tutarlı bir şekilde uluslararası karşılaştırma yapmaya izin vermesidir. Kalkınma Bakanlığı’nın uyumlulaştırılmış GSYH veriseti kullanıldığında, büyüme rakamları 1980’e kadar olan periyot için değişiklik gösteriyor, fakat 1980’den sonraki periyot için anlamlı bir farklılık gözlemlenmemektedir. Kıyaslayabilmek adına, Kalkınma Bakanlığı veriseti kullanılarak hesaplanan ortalama büyüme oranları şu şekildedir: 1950’ler için yüzde 7, 1960’lar için yüzde 5.5, 1970’ler için yüzde 4.7, 1980’ler için yüzde 4.1, 1990’lar için yüzde 4, 2000’ler için yüzde 4.6. Şekil 2: Türkiye’de orta sınıf her ne kadar beklenenden küçük olsa da 1993 yılından bu yana iki kattan fazla büyümüştür %100 HRV10 %90 %80 HRV93 %70 RUS10 R² = 0,4282 Orta sınıfın payı %60 LVA10 CRI10 MYS10 CHL10 %50 UKR10 POL10 BRA10 %40 T ÜRKİYE 2010 MEX10 RUS93 PAN10 PRY93 CHL93 PER10 %30 ECU10 UKR93 BRA93 ROM10 %20 PER93 MEX93 T ÜRKİYE 1993 ECU93 ROM93 KAZ10 %10 KAZ93 %0 3.000 7.000 11.000 15.000 19.000 Kişi Başına GSYH, SAGP ABD$ Kaynak: Azevedo ve Atamanov (2014) Not: Orta sınıf, nüfusun SAGP bazında kişi başına günlük en az 10$ gelirle yaşayan kesimi olarak tanımlanmıştır. Ülke kodları data.worldbank.org/node/18’de açıklanan Dünya Bankası konvansiyonuna dayalıdır. Entegrasyon: ekonomik oluşturuyordu, ticaret ve döviz kontrolleri nispi fi- yatları bozmaktaydı. Ülkeye kaçak olarak sokulan Serbestleşme ve Yapısal lüks malları sadece zenginler alabilirken, ortalama Değişimin Meyveleri tüketiciler ve işletmeler düşük kaliteli yerli mallara mahkumdu. Turgut Özal’ın getirdiği ticaret serbest- Yükselen bir küresel varlık … leşmesi ile birlikte bu durum tamamen değişmiştir. 1980 yılında Türkiye gerçek anlamda kapalı bir O zamandan bu yana Türkiye’nin ticareti bir patla- ekonomiydi. İhracat GSYH’nin sadece yüzde 5’ini ma yaşamış ve sadece geçtiğimiz on yıllık dönemde 6 Genel Bakış Şekil 3: 2000’li yıllarda Türkiye’de ve benzer ülkelerde paylaşılan refah %12 %10 %8 %6 %4 %2 Büyüme oranı %0 %-2 %-4 2006-2010 2005-2009 2004-2009 2006-2011 2006-2011 2003-2009 2007-2010 2005-2011 2005-2010 2006-2009 2004-2008 2005-2010 2005-2010 HRV IDN MEX IND ZAF CHL BGR COL TUR BRA ROM CHN RUS Toplam Nüfus En Düşük 40 Kaynak: Azevedo ve Atamanov (2014) Notlar: Refah toplamı, tüketim artı dayanıklı tüketim malları ve sağlık harcamalarıdır. Ortalama artış oranını hesaplamak için geometrik ortalama kullanılmıştır. Ülke kodları data.worldbank.org/node/18’de açıklanan Dünya Bankası konvansiyonuna dayalıdır. dünya ticaretinden yaklaşık yüzde 50 daha hızlı art- önündeki tarife dışı engelleri büyük ölçüde azaltmış mıştır. Sonuç olarak, Türkiye’nin küresel ithalattaki ve maliyetli menşe kurallarına duyulan ihtiyacı orta- payı 1980 yılından bu yana üç kattan fazla artmış, dan kaldırarak Türk şirketlerinin Avrupa’nın üretim ihracattaki payı ise dört kat artmıştır (Şekil 4). ağlarına dikey entegrasyonunu teşvik etmiştir (Dün- ya Bankası, 2014). Gümrük Birliği aynı zamanda Bunu mümkün kılan temel politikalar, 1980’lerdeki Türkiye’nin gümrük idaresinin toptan modernizas- ticaret serbestleşmesi, 1995 yılında imzalanan Güm- yonunu sağlamıştır. Türkiye’nin ulaştırma, iletişim rük Birliği Anlaşması ve 2000’li yıllarda Türkiye’nin yeni pazarlardaki mevcudiyetini arttırmaya yönelik ve lojistik altyapısını geliştirmeye yönelik kamu ve olarak takip edilen bilinçli ticari diplomasi olmuştur. özel sektör yatırımları bu çabaları tamamlayıcı bir 1980’li yıllarda ithalat lisanslarının kaldırılması ve rol oynamıştır ve Türkiye bugün lojistik kalitesi ba- ihracatçılar için sağlanan devlet desteği, işletme- kımından dünyadaki ilk 30 ülke arasına girmiştir. lerin uluslararası rekabetçiliği hedeflemeleri için Son yıllarda, Türkiye’nin ihracatçıları yeni hedef teşvik yaratmış ve birçok şirketin ilk kez uluslara- pazarların tespiti, bu yeni pazarlara açılma ve bilgi rası piyasalar ile tanışmasını sağlamıştır. Gümrük açıklarının kapatılması konusunda da önemli devlet Birliği Anlaşması Türkiye’nin dış ticaret tarifelerini desteklerinden yararlanmıştır. İhracat finansmanını AB seviyelerine çıpalamış, teknik standartların ve ve sigortasını güçlendirmeye yönelik çabalar devam düzenlemelerin uyumlaştırılması yoluyla ticaretin etmektedir. Şekil 4: Türkiye’nin artan küresel varlığı % 1,4 % 100 % 90 % 1,2 % 80 % 1,0 Küresel İhracat İçindeki Payı % 70 % 60 GSYH İ çindeki Payı % 0,8 % 50 % 0,6 % 40 % 0,4 % 30 % 20 % 0,2 % 10 % 0,0 %0 1970 1972 1974 1976 1978 1980 1982 1984 1986 1988 1990 1992 1994 1996 1998 2000 2002 2004 2006 2008 2010 2012 Türkiye'nin Küresel İthalattaki Payı Türkiye'nin Küresel İhrac attaki Payı Dış Tic aret Aç ıklı k Oranı (sağ eksen) Kaynak: Dünya Kalkınma Göstergeleri, DB personelinin hesaplamaları 7 Türkiye’nin Deneyimleri: Entegrasyon, Kapsama, Kurumlar Türkiye’nin küresel ayak izindeki artış etkileyicidir, normlar, ticari bankaların ilgili taraf kredilendirme ancak Doğu Avrupa’nın veya Doğu Asya’nın ihracat işlemlerine girmelerine olanak tanımış, istikrarsız performansı düzeylerine ulaşabilmesi için kat etme- makroekonomik politikalar özel yatırımların kaç- si gereken daha çok mesafe bulunmaktadır. Karşılaş- masına yol açmış ve aşırı risk almayı teşvik etmiştir. tırma yapılacak olursa, Türkiye’nin dış ticaret açıklık Kamu bankaları kamu kaynaklarının siyasi bağlantılı oranı Brezilya ve Hindistan gibi çok daha büyük eko- bilanço dışı faaliyetlere akıtılması için kullanılmış ve nomilerinkinden daha yüksek değildir. Doğrudan ekonomik uygulanabilirlik çok az dikkate alınmıştır. Yabancı Yatırım (DYY) girişleri nominal bazda önem- Bugün, Türkiye’nin bankacılık sektörü bu sorunların li ölçüde artmıştır, ancak yükselen pazarlara küre- çoğunu geride bırakmış durumdadır. Türk bankala- rının sermaye yapıları iyi durumdadır, takipteki kre- sel girişlerin payı bakımından Türkiye’nin bugünkü dileri düşük düzeydedir, yurt içi finansal kuruluşlar durumu on yıl öncesinden ancak biraz daha iyidir. yurt dışından finansman çekmeye devam etmekte- Türkiye ürün bileşiminde orta teknoloji düzeyinde- dir. Tüm bunlar Türkiye’nin finansal entegrasyonu- ki ürünlere geçiş sağlamış olmakla birlikte, ihracat nu ülkenin ekonomik yakınsama sürecinin lokomo- sepetinde yüksek teknoloji düzeyindeki ürünler ye- tifi haline getirmiştir (Şekil 5). terli seviyede değildir. Türk üreticilerin küresel de- ğer zincirlerinde daha üst seviyelere ulaşmaları ve 1999-2001 dönemindeki finansal krizler sonrasında böylelikle Türkiye’nin dünya ekonomisindeki mev- uygulanan radikal makro ve finansal sektör uyarla- cudiyetini daha fazla arttırmaları için birçok fırsat ma ve yeniden yapılandırma programı, Türkiye’de mevcuttur. Daha basit, daha öngörülebilir ve daha bankaların talihindeki dönüm noktasının sebebi iyi uygulanan düzenlemeler ve becerilere yapılacak olarak görülmektedir. Program başka ülkelerdeki yatırımlar Türkiye’nin daha fazla DYY çekmesine ve birbirini takip eden bankacılık sektörü yeniden ya- ihracat kalitesini yükseltmesine yardımcı olacaktır. pılandırma çabaları için bir model görevi görmüş- tür. Program banka hissedarlarını kurtarmak yerine, Sağlam bir finansal sektör … ödeme aczine düşen kuruluşlara hemen müdaha- le edilerek varlıklarının mevduat sigortası fonuna Eskiden Türkiye’nin finansal sektörü ekonominin devredilmesi ile mevduat sahiplerinin korunması zayıf noktasını oluşturmaktaydı. Bugün, finansal ilkesine dayanmaktaydı. Sektörün daha sonraki to- sektör uluslararası yatırımcılar ve yerli işletme- parlanma performansı, Bankacılık Düzenleme ve ler için bir güç ve güven kaynağı oluşturmaktadır. Denetleme Kurumu’nun (BDDK) ihtiyatlı ve bağım- Türkiye’nin 1990’ların sonlarındaki finansal sektör sız denetleme çalışmalarına ve buna paralel olarak sorunları birçok yükselen piyasada tipik olarak gö- faiz oranlarını düşüren ve özel sektör kredilerinin rülen sorunlardı. Zayıf denetleme ve gevşek ihtiyati artmasını sağlayan bağımsız bir merkez bankası al- Şekil 5: Güçlü bankacılık sektörü küresel krize iyi bir şekilde dayanmıştır Bildirimde bulunan bankaların dış kredilerinin endeksi, tüm sektörler, Aralık 2002 = 100 800 700 600 500 400 Milyon ABD$ 300 200 100 0 Ara 11 Ara 12 Ara 09 Ara 10 Ara 07 Ara 08 Ara 04 Ara 05 Ara 06 Ara 02 Ara 03 Haz 13 Yeni AB Üyeleri Ortalaması BRICS Ortalaması ODKA Ortalamas ı Büyüyen Piyasalar Ortalaması Türkiye Kaynak: Uluslararası Ödemeler Bankası, DB personelinin hesaplamaları Not: “ODKA ortalaması” Mısır, Ürdün, Fas, Suriye ve Tunus’un ağırlıklandırılmamış ortalamasıdır. “Yeni AB Ortalaması” Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Polonya, Romanya ve Slovakya’nın ağırlıklandırılmamış ortalamasıdır. “BRICS Ortalaması” Brezilya, Rusya Federasyonu, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’nın ağırlıklandırılmamış ortalamasıdır. “Büyüyen Piyasalar Ortalaması” Endonezya, Malezya, Meksika, Filipinler ve Kore Cumhuriyeti’nin ağırlıklandırılmamış ortalamasıdır. 8 Genel Bakış Şekil 6: Türkiye’deki çarpıcı yapısal değişim Çin -22,0 6,4 Türkiye -24,0 4,6 Mıs ır -9,1 3,0 Brezilya -5,8 -0,6 Büyüyen Piyasalar Ortalaması -11,7 -3,4 Yeni AB Üyeleri Ortalaması -9,2 -8,5 Rusya Federasyonu -4,2 -12,3 -30 -25 -20 -15 -10 -5 0 5 10 Yüzde Puan Tar ım İ stihdamındaki De ğişim (1990-2009) (toplam isti hdam ın yüzdesi) Sanayi İs tihdamındaki De ğişim (1990-2009) (toplam isti hdam ın yüzdesi) Kaynak: Dünya Kalkınma Göstergeleri, DB personelinin hesaplamaları tında gerçekleştirilen makroekonomik konsolidas- şekilde yapabilmek için, Türkiye’nin aynı zamanda yona çok şey borçludur. Kısacası, Türkiye’nin 2011 iki mirası ele alması gerekecektir: hanehalklarını sonrasında yaşadıkları, finansal istikrar ve özel sek- tasarrufa teşvik edecek makroekonomik, finansal törün krediye erişimi için bankacılık işinin yapılış ve sosyal güvenlik politikaları takip etmek; finansal tarzında yapılan bir değişiklikten oluşmaktadır. sistemine olan güveni arttırmaya devam etmek ve düzenleyici kurumlarının –Merkez Bankası (TCMB), On yıllık dönemin sonlarında yaşanan küresel “bü- Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ve BDDK- bağımsızlı- yük resesyon” ve sonrasında önde gelen merkez ğını korumak. bankaları tarafından uygulamaya konulan olağan- dışı para politikaları ile birlikte, Türkiye’nin finan- Dinamik bir özel sektör… sal sistemi için yeni zorluklar ortaya çıkmıştır. Para otoriteleri ve banka düzenleyicileri, likidite dalgası Türkiye’nin girişimcileri, Orta Asya’dan Balkanlara yükselen piyasalara yayılırken finansal istikrarı ko- ve Orta Afrika’ya kadar en olumsuz koşullarda dahi ruma çıkmazı ile karşı karşıya kalmışlardır. Türkiye çalışkanlıkları, risk alma ve iş yapabilme becerileri buna cevap olarak yenilikçi bir yol izlemeyi tercih ile ün kazanmıştır. Türkiye’nin iş sektörü, ekonomi- etmiş ve faiz koridoru uygulaması getirerek makro- si için bir güç kaynağı ve yapısal dönüşümünün bir ihtiyati araçlar deposunu büyük ölçüde genişletmiş- aracıdır. 1990 ile 2009 arasında, Türkiye’nin tarım tir. Ancak, Türkiye’nin alışılmışın dışındaki para po- sektöründeki istihdamı 24 puan düşmüştür; bu Çin litikası deneyimi, keskin kredi döngülerini ve artan de dahil olmak üzere birçok yükselen piyasadaki ve azalan küresel yatırımcı iştahı karşısında kur ile azalmadan daha hızlıdır (Şekil 6). Aynı zamanda, yurt içi fiyatlar üzerinde oluşan baskıları önleyeme- sanayi istihdamı, Latin Amerika ve Doğu Avrupa ül- miştir. Ocak 2014’ün sonlarında daha basit ve sıra- kelerinin çoğundaki deneyimin aksine neredeyse 5 dan politika çerçevesine yapılan dönüş, dünyanın puan artmıştır. Türkiye’deki üretkenlik artışlarının kriz sonrası finansal koşullarının yönetilmesinde kalbinde, kaynakların tarımdan sanayiye ve hizmet- Türkiye’nin ve diğer yükselen piyasaların çıkarması lere çarpıcı bir şekilde geçişi yatmaktadır. Çalışan gereken daha çok ders olduğunu göstermektedir. başına düşen GSYH 1995 ile 2011 yılları arasında Bu derslerden birisi oldukça açıktır: para politikası yüzde 3,6 oranında artmıştır ve bu artışın üçte ikisi tek başına temel tasarruf-yatırım dengesizliklerinin işgücünün sektörler arasında yeniden dağılımından çaresi değildir. Bu dengesizlikleri giderebilmek için gelmiştir (Atiyas ve Bakış, 2013) (Şekil 7). mali politikaya ve her şeyden öte yapısal reformlara ihtiyaç duyulur. Türkiye’nin iş ortamı, girişimci dinamizminin filiz- lenmesine olanak tanıyacak kadar iyi olmuştur. Türkiye’nin bankacılık sektörü, ülkenin yüksek gelir Geçtiğimiz on yıllık dönemde, düzenlemelerdeki hedefi yolunda bir varlık olmaya devam etmektedir. iyileştirmeler sayesinde iş kurmak kolaylaşmış, yatı- Politika gündeminde banka dışı finansal kuruluşların rımcılara daha fazla koruma sağlanmış ve sınır öte- geliştirilmesine doğru bir geçiş olmuştur. İstanbul’u si ticaret kolaylaştırılmıştır. Bu Türkiye’yi serbest iş bir finans merkezi yapma hedefi, Türkiye’nin ser- faaliyetlerinin Eldorado’su haline getirmemiştir. As- maye piyasalarını modernleştirmeye verdiği ağır- lında Dünya Bankası’nın ‘İş Yapma Kolaylığı’ endek- lığı sembolize etmektedir. Ancak bunu başarılı bir sinde 2014 yılında 55. sırada yer alan Türkiye’nin iş 9 Türkiye’nin Deneyimleri: Entegrasyon, Kapsama, Kurumlar Şekil 7: Türkiye’nin işletmeleri güçlü bir üretkenlik artışı sağlamıştır Üretkenlik artışı (çalışan başına GSYH) 1995 - 2011 AB Ortalaması % 3,9 Türkiye %3,6 BRICS Ortalaması %3,0 ODKA Ortalamas ı %2,1 Büyüyen Piyasalar Ortalaması %0,7 %0 %1 %2 %3 %4 %5 Bileşik Yıllık Büyüme Oranı Kaynak: Penn World Tables ortamı üst-orta gelir grubundaki ülkeler arasında karayolu taşımacılığına ve elektrik arzına özellikle çok fazla öne çıkmamaktadır. Ancak Türkiye’nin çar- ağırlık verilen 1980’lerde zaten atılmıştı. Geçtiği- pıcı yapısal dönüşümü sonucunda sunulan fırsatlar miz on yıllık dönemde, bu yöndeki olumlu gidişat bu engellerden daha baskın çıkmıştır. Ekonomik hızlanmıştır. Türkiye’nin şehirlerarası bölünmüş yol açıdan etkin bir şehirler sisteminin büyümesini ko- ağı üç kattan fazla bir artışla 22.200 km uzunluğa laylaştıran bağlantı olanaklarındaki iyileşmeler ve ulaşırken, karayolu filosu da modernize edilmiştir. şehirleşme politikaları, Türkiye’nin “Anadolu Kap- Türk Havayolları dünyadaki en hızlı büyüyen hava- lanları” olarak tabir edilen iç şehirlerinde girişimci- yolu şirketlerinden birisidir ve İstanbul Atatürk Ha- lik için katalizörlük işlevi gören bileşimin ana bile- valimanı büyük bir uluslararası transit merkezi du- şenleri olmuştur. rumundadır. Türkiye’nin limanları da geliştirilmiştir ve şu anda Doğu Akdeniz’de küresel yük aktarma Türkiye’nin yapısal dönüşüm süreci tamamlanma- alanında rekabet etmektedir. Enerji sektöründe mıştır ama hızı yavaşlamaktadır. Türkiye’deki gi- de önemli bir kapasite artışı olmuş, 1980’de 8.000 rişimciler bugün yeni görevler ile karşı karşıyadır. MW olan kapasite 2012 itibariyle neredeyse 60.000 Çabalarını artan kentsel nüfusun konut ve alışveriş MW’a ulaşmıştır; yenilenebilir enerji kaynaklarının ihtiyaçlarını karşılamaktan, giderek daha sofistike payı da artmaktadır. Bilgi ve iletişim teknolojileri hale gelen bir orta sınıfın ve talepkar bir küresel (BİT) alanında iyileşmeler yaşanmıştır; 2002 sonra- ekonominin istediği malları üretmeye ve pazarla- sında mobil telefon aboneliği üç kat artmış ve bu- maya kaydırmaları gerekmektedir. Eğer Türkiye’nin gün 90 milyonu aşmıştır. işletmeleri bu zorluğa cevap verebilirse, bu kez sek- Altyapı kalitesindeki iyileşmeler Türkiye’nin artan törlerde ve şirketlerde teknolojik gelişim ve yenilik- uluslararası rekabet gücünün önemli bir bileşeni ol- çilik ile ilişkili yeni bir üretkenlik artışı dalgasını baş- muştur. Dünya Ekonomik Forumu’na göre, Türkiye latabilirler. Türkiye’nin yapısal dönüşümü devam altyapı kalitesi bakımından en fazla ilerleme kayde- etmelidir ancak uluslararası bağlantılara, uzmanlaş- den ülkelerden biridir ve havaalanları ve karayolları maya ve yenilikçiliğe daha fazla ağırlık verilerek ve bakımından dünya sıralamasında ilk 50 ülke içinde bilgi birikimine değer veren bir iş ortamına dayalı yer almaktadır. Dünya Bankası’nın Lojistik Perfor- olarak devam etmelidir. mans Endeksi’ne (LPE) göre, Türkiye kişi başına dü- şen gelirine göre beklenenden daha iyi bir konum- Özel yatırımlar sayesinde geliştirilmiş da, ilk 30 ülke arasında yer almaktadır (Şekil 8). bağlantı olanakları … Türkiye’nin bağlantı olanaklarının iyileştirilmesi Normal bir ziyaretçi için, bir ülkenin ulaşım ve te- konusundaki başarıları, yatırım ve reformların bir lekomünikasyon altyapısının kalitesi genellikle ülke- bileşimi sayesinde gerçekleşmiştir. Kamu yatırım- nin ekonomik sağlığının ilk işaretidir. Bu bakımdan, ları nadiren GSYH’nin yüzde 3’ünü geçmiştir, ki bu Türkiye iyi bir izlenim bırakmaktadır. Ülkenin fiziksel oran yükselen piyasalar arasında nispeten düşük bir altyapısında yapılan önemli iyileştirmelerin temeli, orandır (Büyüme Komisyonu, 2008). Bununla birlik- 10 Genel Bakış Şekil 8: Türkiye’nin lojistik performansı diğer orta gelirli ülkelerle karşılaştırıldığında daha iyi durumdadır 4,5 DEU 4,0 CAN ESP ITA MYS PRT CHN TUR CZE ZAF THA LPE Puanı 2014 3,5 POL ROM HUN IDN BGR HRV SVK GRC MAR UKR EGY IND MEX 3,0 SRB BRA PHL KAZ RUS ALB JOR MDA AZE TUN 2,5 GEO 2,0 0 5.000 10.000 15.000 20.000 25.000 30.000 35.000 40.000 45.000 Kişi başına GSYH, 2012, SAGP (cari uluslararası $) Kaynak: Dünya Kalkınma Göstergeleri, Dünya Bankası LPE Şekil 9: Türkiye’nin bölgesel üretkenlik düzeyleri 2004-2011 döneminde birbirine yaklaşmıştır %9.0 MAR Ki şi Ba şına Reel Katma Değer Ar tışı 2004-2011 %8.0 %7.0 (Bileşik Yıll ık Büyüme Oranı) %6.0 MAN %5.0 ERZ BAL AGR MAL KIR TEK SAM VAN HAT TRA %4.0 GAZ KAYKON KOC SAN TR ADA ANK IZM BUR IST %3.0 ANT ZON AYD %2.0 KAS R² = 0,2599 %1.0 300 400 500 600 700 800 900 1.000 1.100 1.200 1.300 1.400 1.500 1.600 1.700 1.800 Kişi Başına Reel Gayrısafi Katma Değer, Sabit 2004 TL Kaynak: TÜİK, DB personelinin hesaplamaları Not: Bölge tanımlamaları: ADA=Adana, Mersin; AGR=Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan; ANK=Ankara; ANT=Antalya, Isparta, Burdur; AYD=Aydın, Denizli, Muğla; BAL=Balıkesir, Çanakkale; BUR=Bursa, Eskişehir, Bilecik; ERZ=Erzurum, Erzincan, Bayburt; GAZ=Gaziantep, Adıyaman, Kilis; HAT=Hatay, Kahramanmaraş, Osmaniye; IST=İstanbul; IZM=İzmir; KAS=Kastamonu, Çankırı, Sinop; KAY=Kayseri, Sivas, Yozgat; KIR=Kırıkkale, Aksaray, Niğde, Nevşehir, Kırşehir ; KOC=Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu, Yalova; KON=Konya, Karaman; MAL=Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli; MAN=Manisa, Afyon, Kütahya, Uşak; MAR=Mardin, Batman, Şırnak, Siirt; SAM=Samsun, Tokat, Çorum, Amasya; SAN=Şanlıurfa, Diyarbakır; TEK=Tekirdağ, Edirne, Kırklareli; TRA=Trabzon, Ordu, Giresun, Rize, Artvin, Gümüşhane; VAN=Van, Muş, Bitlis, Hakkari; ZON=Zonguldak, Karabük, Bartın te, Türkiye kamu-özel sektör ortaklığı (KÖO) girişim- havaalanları için uzun süreli imtiyazların verilme- lerinde ilk öncülerden birisi olmuştur. 1980’lerdeki si ve Türk Telekom, elektrik üretim ve dağıtım gibi çabalar yetersiz hazırlıkla gerçekleştirilmiştir; bir- stratejik varlıkların özelleştirilmesi sayesinde özel çok sözleşme sonuçta mahkemeler tarafından iptal sektörün etkili bir şekilde harekete geçirilmesi için edilirken, diğerleri kötü düzenlenen özel tekeller uygun bir ortam yaratılmıştır. Sadece enerji sektö- ve tüketiciler veya bütçe için önemli maliyetler ile ründe, 2001 yılında bağımsız düzenleyici kurum ola- sonuçlanmıştır. 2000’li yıllarda, bağımsız düzenle- rak EPDK’nın kurulmasından bu yana özel sektörün yici kurumların oluşturulması, maliyetleri yansıtan yaklaşık 60-70 milyar ABD$ yatırım yaptığı tahmin fiyatlandırma uygulamasına geçilmesi, limanlar ve edilmektedir. 11 Türkiye’nin Deneyimleri: Entegrasyon, Kapsama, Kurumlar Türkiye önümüzdeki on yıllık dönemde yaklaşık 150 İstanbul, İzmir veya Ankara gibi Türkiye’nin bazı milyar ABD$’na ulaşan bir KÖO stoku için özel yatı- şehirleri hâlihazırda yüksek gelirli ekonomilere sa- rımları daha fazla çekmeyi hedeflemektedir. Ancak, hiptir. BİT ve finans gibi mesleki hizmetler de dahil düşünülmekte olan projelerin büyüklüğü, proje olmak üzere hizmetler sektörü istihdamda ağırlığa tarama, risk ve sözleşme yönetimi alanlarındaki sahiptir. Bu şehirler ekonomik açıdan ihtisaslaşmış- kapasitenin önemli ölçüde yükseltilmesi ihtiyacını tır ve tıkanıklık maliyetleri sadece üretkenlik düzeyi doğurmuştur. Finansal kapanışlar genellikle önemli yüksek şirketlerin ayakta kalabildiği anlamına gel- gecikmelerin sonrasında sağlanabilirken, KÖO port- mektedir. Üretkenlik düzeyi düşük faaliyetler şehir föyüne ilişkin şarta bağlı mali yükümlülükler art- merkezlerinden uzaklaşmış ve kıyı bölgelerinden maktadır. Konya, Kayseri veya Gaziantep gibi en hızlı büyüyen şehirlerin yer aldığı Anadolu illerine kaymıştır. Bun- Kapsayıcılık: Konut, ların ekonomik gelişimleri, daha ileri “Batı” illeri ile İstihdam ve iyileştirilmiş dinamik “Anadolu Kaplanları” arasında yaşam stan- dartlarının birbirine yaklaştığı bir süreci ateşlemiştir Kamu Hizmetleri (Şekil 9). Sonuç olarak ekonomik açıdan etkin bir şe- Rekabetçi bir şehirler sistemi … hirler sistemi ve ekonomiyi ilerleten bir şehirleşme süreci ortaya çıkmıştır (Şekil 10). Şehirler ülke ekonomisinin motoru ve ülkenin eko- nomik ve sosyal dönüşümünün kalbi konumun- Türkiye’nin politika yapıcıları şehirleşmeyi engelle- dadır. Türkiye dünya üzerinde en hızlı şehirleşme mekten ziyade kolaylaştırmıştır. Üç tercih özellikle oranlarından birine sahiptir. Geçtiğimiz 30 yıllık dö- faydalı olmuştur. Bunlardan birincisi, konut arzı kı- nemde, ülkenin kentsel nüfusu 34,3 milyon kişi art- sıtlarının hafifletilmesi için, kamuya ait arazilerin mıştır. Milyonlarca göçmen aile tarlalarındaki düşük kullanılması olmuştur; başlangıçta Hazine arazileri üretkenlik düzeyine sahip işleri bırakarak hizmet üzerindeki kaçak yapılaşmalara izin verilmiş, daha veya imalat sektörlerindeki işlere geçmiş ve genel üretkenlik seviyesini yükseltmiştir. Göçmenlere ai- sonra da devletin Toplu Konut İdaresi (TOKİ) aracılı- leleri ile birlikte barınma olanakları sağlanmış, su ğıyla toplu konut projeleri gerçekleştirilmiştir. İkinci ve kanalizasyon hizmetlerine erişimleri, gaz ve ısıt- politika tercihi, büyük kentsel alanlarda şehir plan- ma sistemlerine bağlantıları sağlanmıştır. Çocukları lamasını ve kentsel hizmetlerin sunumunu koordine okullara daha iyi erişimden yararlanmış ve sonuçta edebilen büyükşehir belediyelerinin oluşturulması kademeli olarak Türkiye’nin işgücünün kalitesi yük- olmuştur. Türkiye bu anlamda yükselen piyasalar selmiştir. Bugün kentsel istihdamın dörtte biri kayıt arasında bir öncü olmuş, Mısır, Hindistan veya Fi- dışıdır, ancak on yıl önceki üçte birlik orana göre bir lipinler gibi ülkelerdeki mega şehirlerin yönetimi düşüş yaşanmıştır. bakımından önemli dersler sunmuştur. Önemli Şekil 10: Türkiye’nin şehirleşme süreci gelir artışlarının bir sürükleyicisi olmuştur %50 BWA LH HH %40 GAB MYS GMB IDN CHN Kentsel Nüfustaki Değişim %30 BTN KOR TUR JOR PRY ALB PRT NLD (yüzde puan) SAU NGA CHE %20 MAR BRA JPN TUN BGR FRA CYP FIN BGD %10 PAK HUN CHL NOR ROM GRC ITA AUS ESP USA SWZ DEU %0 BLZ BEL AUT LCA % -10 % -20 LL HL -10.000 -5.000 0 5.000 10.000 15.000 20.000 25.000 Ki şi Ba şına GSYH'de Mutlak Deği şi m, 1980 - 2012, SAGP (sabit 2005 uluslararası $) Kaynak: Dünya Kalkınma Göstergeleri, DB personelinin hesaplamaları Not: Ülke kodları data.worldbank.org/node/18’de açıklanan Dünya Bankası konvansiyonuna dayalıdır. 12 Genel Bakış sonuçlardan birisi belediye şirketlerinin daha iyi yana ülke 4 milyondan fazla iş yaratmıştır; bu, yıllık yönetilmeleri için teşviklerin yaratılması olmuştur; neredeyse yüzde 5’lik bir istihdam artışı anlamına su, kanalizasyon ve atık yönetiminde ilk özel imti- gelmektedir (Şekil 11) ve bu işler giderek daha faz- yaz uygulamalarındaki başarı ve düşük kaçak tüke- la kayıtlı sektördeki işler olmuştur. Ülkenin işgücü tim düzeyleri bunu yansıtmaktadır. Üçüncü tercih, piyasasında geçmişte yüksek ve uzun süreli işsizlik büyük kentsel yığınlara taşınamayan veya taşınmak oranları ve yüksek kayıt dışı istihdam oranları ön istemeyen insanlar için erişimi sağlamanın bir yolu planda olduğu için, Türkiye’nin bu istihdam yarat- olarak, kırsal illerdeki küçük şehirlerde temel su ve ma mahareti yeni bir olgudur. 1995-2011 dönemin- kanalizasyon hizmetlerinin merkezi olarak sunulma- de Türkiye’nin istihdam yaratma oranı yüzde 1,4 ile sı olmuştur. yine de saygı duyulacak bir düzeyde olmuştur, an- cak çalışma çağındaki nüfusta yaşanan artış ile baş Bununla birlikte, Türkiye’nin şehirleşme deneyimi etmek için pek yeterli olmamıştır. memnuniyetsizlikler de getirmiştir. Kamu arazileri üzerinde yapılacak konut projelerinde uygulanan Kriz sonrası gözlenen dinamizm, daha fazla sayıda ihale modeli şeffaf olmamıştır. Yatırımlar giderek Türk kadınını işgücüne çektiği için daha da olumlu ticari projelere yöneldiğinden düşük gelirlilere yö- karşılanmaktadır. Ailelerin kırsal alanlardan kent- nelik konut açığını kapatmada başarısız olunmuş- lere göç etmesi ve tarlalarda çalışan kadınların ev tur. Belediyelerin planlama çalışmaları geçici ve kısa kadını olması sebebiyle, kadınların işgücüne katılım vadeli olup, Türkiye’nin en hızlı büyüyen metropol oranının düştüğü birkaç on yıllık dönemden sonra, alanlarının çevresinde kentsel yayılma ve verim- 2000’li yıllardan itibaren kadın istihdamı canlan- siz yapılaşma riskleri artmaktadır. Hizmet sunumu mıştır. Genç ve daha iyi eğitimli kadınlar Türkiye’nin büyük ölçüde iyileşmesine rağmen, özel sektörün büyüyen hizmetler sektöründeki istihdam olanak- daha iyi harekete geçirilmesi ve yerel hesap vere- larından yararlanmıştır. Küçülen aile yapıları ve ev bilirliğe daha fazla olanak tanınması için yapılabile- içi hayatın kolaylaşması da işgücü piyasasına dönüş cek çok şey mevcuttur. Şehirler ülkenin ekonomik olanakları yaratmış ve orta yaşlı kadınlar arasında dönüşümünün lokomotifi olmuştur. Türkiye’nin sos- da istihdam oranları yükselmiştir. Bu tüm aile için iyi yal modernizasyonunun kalbinde yatan şehirlerin bir haberdir: Türkiye’nin canlı işgücü piyasası hane- artık daha yaşanabilir ve sürdürülebilir hale getiril- halkı gelirlerindeki artışların temel etkeni olmuştur mesi gerekmektedir. (Şekil 12). Kriz sonrası istihdam patlaması … Türkiye’de istihdam yaratma hızı, kriz sonrası topar- lanma hızı ve inşaat ve kentsel hizmetlerdeki hızlı Dünyanın her yıl işgücü piyasasına giren milyonlar- yükseliş ile oldukça yakından ilişkilidir. Daha ılımlı ca genç için iş olanaklarının tükeniyor olabileceği büyüme beklentileri ve inşaat sektöründeki hızlı hususunda haklı olarak endişelendiği bir zamanda, yükselişin yavaşlaması kaçınılmaz olarak istihdam Türkiye gösterdiği etkileyici istihdam yaratma per- yaratma hızını yavaşlatacaktır. Bununla birlikte, formansı ile övünebilir. 2009 yılının başından bu Türkiye’nin 2009 yılından bu yana olan deneyimi, Şekil 11: 2008 - 2009 krizinden bu yana Türkiye’de yaşanan hızlı istihdam artışı uzun vadede o kadar hızlı değildir %4.9 Türkiye %1.4 %2.4 Büyüyen Piyasalar Ortalaması %2.0 %1.8 ODKA Ortalamas ı %2.3 %1.1 BRICS Ortalaması %1.3 % -1.0 AB Ortalaması % -0.2 % -2 % -1 %0 %1 %2 %3 %4 %5 %6 İs tihdam Ar tışı, 2009 - 2012 (Bile şik Y ıllık Büyüme Oranı) İs tihdam Ar tışı, 1995 - 2011 (Bile şik Y ıllık Büyüme Oranı) Kaynak: TÜİK, Penn World Tables, DB personelinin hesaplamaları 13 Türkiye’nin Deneyimleri: Entegrasyon, Kapsama, Kurumlar Şekil 12: İşgücü piyasası sonuçları Türkiye’nin paylaşılan refahında merkezi bir rol oynamıştır %120 Emekli Maaşları; 1 9,8 Emekli Maaşları; 22 ,2 Hanehalkı Gelir Kaynakları 2002 - 2011 %100 Sos yal Yar dım ; 10 ,8 Sos yal Yar dım ; 1 9,1 %80 İşgücü Ka zanc ı ; 32 ,7 %60 İşgücü Ka zanc ı ; 4 5 ,8 %4 0 Çalışanların Payı ; 4 1 ,1 %20 Çalışanların Payı ; 21 ,8 Yetişkinlerin Payı ; 9,7 Yetişkinlerin Payı ; 7,4 %0 -1 ,5 -7,8 -12.2 -9 .1 %-20 Toplam Nüfus En Düşük 4 0 Ye tişkinlerin Payı Çalışanların Payı İşgücü Ka zanc ı Sosyal Yar dım Eme kli Maaşları Döviz Transfe rl eri Tarımsal Ge lir Diğe r Ge lir Kaynak: Azavedo ve Atamanov (2014) bordro vergilerindeki hedefli azaltmaların ve yükse- İyileşen sağlık ve eğitim sonuçları… len piyasalarda aktivasyon politikalarının tasarımı- nın etkisi ile ilgili önemli dersler sunmaktadır. Türki- Türkiye’nin ekonomik ilerlemesi iyileşen sosyal ye 2008 yılında genel vergi yükünü 7,0 puan (yüzde sonuçlar ile el ele gitmiştir ve ülkeyi diğer OECD 43’ten yüzde 36’ya) düşürmüştür ve işsiz gençler ülkelerinden ayıran uçurumu önemli ölçüde azalt- ve kadınlar için sosyal güvenlik prim desteği sağla- masına olanak tanımıştır. Örneğin, 1990’lardan bu mıştır. Simülasyonlar özellikle ikinci önlemin kadın yana ortalama yaşam süresi 10,6 yıl uzarken, bebek istihdam oranlarındaki artışa katkıda bulunmuş ölüm oranları 6 kat azalmıştır. Ayrıca, geçtiğimiz olabileceğini göstermektedir. Aynı zamanda, düşü- on yıllık dönemde Türkiye’de sağlık sonuçlarındaki rülen bordro vergileri ve iyileştirilen uygulama 2005 eşitsizlikte çarpıcı bir azalma yaşanmıştır (Şekil 13). yılında yüzde 34 olan kayıt dışılık oranının 2012 iti- Türkiye’nin doğusundaki bir köyde veya küçük bir bariyle yüzde 25’e indirilmesine yardımcı olmuştur.4 şehirde yaşayan yoksul bir aile için sağlık hizmetle- ri hiç bu kadar iyi olmamıştır. 2000’lerin başlarında İstihdam yaratmada son zamanlarda gösterilen yaklaşık yüzde 40 düzeyinde olan sağlık hizmetle- performansa rağmen, Türkiye’nin işgücü piyasası rinden memnuniyet oranı bugün neredeyse yüzde reformcularının işi henüz bitmemiştir. Canlı ekono- 80’e ulaşmıştır (Atun ve diğerleri, 2013). mi göz önüne alındığında, yarı zamanlı çalışma kar- şısındaki caydırıcı etkenlerden ve yüksek işe alma ve Eğitim sektöründe, OECD standartları ile olan işten çıkarma maliyetlerinden kaynaklanan işgücü uçurum da azalmaktadır. 2003 yılından bu yana, piyasası katılıklarını ele alma ihtiyacı çok az olmuş- Türkiye’nin ortalama Uluslararası Öğrenci Değerlen- tur. Bununla birlikte, önümüzdeki yıllarda istihdam dirme Programı (PISA) puanları çalışmaya katılan di- yaratma hızının korunmasında ve özellikle de daha ğer tüm ülkelerden daha hızlı bir şekilde iyileşmiştir. fazla kadının işe gitmesini sağlamada bu hususlar Bugün ilköğretimde neredeyse evrensel okullaşma bağlayıcı kısıtlar oluşturacaktır. İşgücü piyasasına oranına ulaşılmıştır ve cinsiyet farkı ortadan kalk- yeni katılan gençlere ve kadınlara istihdam sağlaya- mıştır. Ortaöğretimde, okullaşma oranları 1998 ile bilmek için Türkiye’nin her yıl yaklaşık 700.000 yeni 2012 yılları arasında neredeyse iki katlık bir artışla iş yaratması gerekecektir. Yarı zamanlı çalışma ve yüzde 38’den yüzde 67’ye yükselmiştir ve yaklaşık 9 kıdem tazminatı reformu ile birlikte kadınların çalış- puan olan cinsiyet farkı sadece 1,5 puana düşmüş- ma ve iş yaşamlarını birleştirmelerine yardımcı ol- tür. Sağlıkta olduğu gibi, beşte birlik gelir dilimleri mayı hedefleyen önlemler yoluyla sağlanacak daha arasında eğitim sonuçlarındaki eşitsizlikler de azal- fazla işgücü piyasası esnekliği Türkiye’nin istihdam mıştır (Şekil 14). Bu başarılar, geçmişten gelen kötü mucizesini sürdürmesine yardımcı olabilir. bir eğitim performansı mirası göz önünde bulundu- 4 Burada kayıt dışılık idari verilere dayalı olarak sosyal güvenliğe kaydı yapılmayan işgücünün payı şeklinde hesaplanmıştır. Türkiye’de kayıt dışılığın analizi, veri kaynakları ve tanımları için bakınız Dünya Bankası (2010). 14 Genel Bakış Şekil 13: Sağlık alanında OECD ile farkta ve Türkiye içinde belirgin azalma 45 40 38 35 30 OECD ile Fark 25 20 21 20 15 13 10 10 7 7 5 5 5 0 Ölüm oranı , bebek (1.000 canlı doğumda) Ölüm oranı , yenidoğan (1.000 canl ı Doğumda ortalama yaşam beklentisi, doğumda) toplam (yı l) 1990 2000 2010 50 47 45 Ölüm Oranı, 1000 Canl ı Doğumda 40 35 30 30 24 25 20 16 15 12 10 5 3 0 Kır - Kent Farkı Doğ u - Batı Farkı En Yoksul ve En Zengin 1/5'lik Dilimler Arasındaki Fark 1998 2008 Kaynak: Dünya Kalkınma Göstergeleri, Atun ve diğerleri (2013) rularak değerlendirilmelidir. Bugün bile, Türkiye’nin nin önemidir. Bu durum özellikle sağlık sektörü için çalışma çağındaki nüfusu ortalama olarak 7 yıldan de geçerlidir. Türkiye’nin 2003 yılında başlatılan ve az bir eğitim süresine sahip iken, bu süre çoğu ge- hasta haklarının güçlendirilmesine, karar almanın lişmiş ülkede 11 yıldır. Bu miras, eğitimin neden en merkeziyetçilikten uzaklaştırılmasına, performansa yüksek politika önceliklerinden birisi olmaya devam dayalı teşviklere ve izleme sistemlerinin iyileştiril- ettiğini açıklamaktadır. mesine dayanan Sağlıkta Dönüşüm Programı bugün başarılı bir temel sağlık hizmetleri reformunun öncü Sosyal sonuçlardaki iyileşmeler artan harcamalar- bir örneği olarak görülmektedir (Atun ve diğerleri, dan ve reformlardan kaynaklanmıştır. 2002 ile 2011 2013). Eğitim sektöründe, zorunlu eğitimin 1997 yılları arasında sağlık harcamaları reel bazda yüzde yılında 8 yıla ve 2013 yılında 12 yıla çıkarılması ve 10,7 artmıştır ve bu, OECD ülkeleri arasındaki ikinci erişimi arttırmayı hedefleyen önlemler, Türkiye’nin en yüksek artış hızıdır. Eğitim harcamalarındaki ar- ileri ekonomilerin standartlarını yakalama yolun- tış daha yavaş olmuştur, ancak yine de GSYH artı- daki uzun yürüyüşünün önemli kilometre taşları şından daha hızlıdır; bu kapasitenin önemli ölçüde olmuştur. arttırılmasına ve öğrenci-öğretmen oranının düşü- rülmesine olanak tanımıştır. Türkiye’nin sosyal hiz- Türkiye’nin sosyal hizmetlerindeki uçurumu tama- metlerde sağladığı iyileşmelerden çıkarılacak ders, men kapatabilmesi için halen kat etmesi gereken ilave harcamaların dikkatli bir şekilde tasarlanmış yol bulunmaktadır. Özellikle, tarihi ve siyasi geçmişi ve sıralandırılmış reform planları ile birleştirilmesi- olan eğitim reformu sıcak bir tartışma konusu ol- 15 Türkiye’nin Deneyimleri: Entegrasyon, Kapsama, Kurumlar Şekil 14: Türkiye geride kalmış olmasına rağmen eğitimdeki fark azalıyor 80 Türkiye ve OECD PISA Puanlar ı Aras ındaki Fark 70 60 50 40 30 20 10 0 Okuma Matematik Fen Ortalama 2003 2009 2012 600 Ortalama Puan (tüm disiplinler) 500 400 300 200 100 0 1 2 3 4 5 Sosyoekonomik Endeks 1/5'lik Dilimleri 2003 2009 2012 Kaynak: OECD PISA veri setine dayalı olarak DB personelinin hesaplamaları maya devam etmektedir. Eğitim reformunda sıklıkla Türkiye “genç” bir ülke olmanın verdiği güvenle re- yapılan değişiklikler ilgiyi erken çocukluk eğitiminin fah reformlarının zorluklarını karşılayabilir. Azalan yaygınlaştırılması, öğretim kalitesinin yükseltilmesi bağımlılık oranlarının yarattığı demografik fırsat ve sosyoekonomik ayrışmanın daha da azaltılma- penceresi en az on yıl daha açık kalacaktır. Türki- sı gibi önemli önceliklerden uzaklaştırmıştır. Böyle ye, sağlık ve eğitim sonuçlarında kalan açıkları ka- bir ortamda Türkiye’nin eğitimin kalitesini bu denli patmak için bu zamanı akıllıca kullanmalıdır, ancak iyileştirmiş olması neredeyse şaşırtıcıdır. Bununla yaklaşan olgunlaşma çağı için hazırlanmayı da ihmal birlikte, Türkiye’nin sosyal hizmetlerinin önündeki etmemelidir. en büyük zorluk belki de, büyümenin yavaşladığı ve Türkiye’nin başarılı borç konsolidasyonundan elde Sağlam kamu maliyesi … etmiş olduğu kazanımların büyük ölçüde tükendi- Türkiye’nin yakın ekonomik geçmişinde 2001 önce- ği bir ortamda daha dar bir mali hareket alanı ile si ve sonrası dönemleri açık bir şekilde birbirinden kalitenin nasıl sağlanacağıdır. Artan refah harca- ayıran kamu politikasının bir boyutu kamu maliye- maları, bütçenin harcama tarafında katılıklar oluş- sinin durumudur. Türkiye 1980’lerde ve 1990’lar- turmuştur; vatandaşların beklentilerinin yükseldiği da üst üste genellikle zayıf mali yönetim ile ilişkili düşünüldüğünde bunu tersine çevirmek güç olabi- makroekonomik istikrarsızlık krizleri yaşamıştır. lir. Büyüyen yaşlı nüfus, cömert kamu emeklilik har- Özel yatırımlar ve temel kamu hizmetlerine yapılan camalarının sebep olduğu yüksek düzeydeki sosyal harcamalar azalmış, para ve döviz kuru politikaları güvenlik açığına ek olarak kamu sağlık bütçelerinin tutarsızlaşmış ve sonuçta devletin makroekonomik üzerine ilave baskılar getirecektir. çerçevesinin güvenilirliği zarar görmüştür. 2000- 16 Genel Bakış 2001’de ülkeyi sarsan derin mali krizin temelinde, yük ölçüde kaldırılmış ve kamu bankaları yoluyla su- kamu işletmelerinde ve bankacılık sektöründe gizli nulan bütçe dışı sübvansiyonlar kontrol altına alın- ve açık yükümlülüklerin oluşumunun kontrol altı- mış ve 2002 yılında çıkarılan Kamu Mali Yönetim ve na alınamaması yer almıştır. Kriz daha sonra kamu Kontrol Kanunu yoluyla ihtiyari harcama olanakları maliyesinde yapılan temel reformlar ve büyük öl- büyük ölçüde azaltılmıştır. Kamu ihale sisteminde çüde günümüze kadar varlığını koruyan bir kurum- AB standartları doğrultusunda reform yapılmış, iç sal çerçevenin oluşturulması için bir katalizör işlevi ve dış denetim hükümleri güçlendirilmiştir. Makro görmüştür. Türkiye’nin vergi mükellefleri, azalan mali disiplini geliştirmeye yönelik çabaları tamam- kamu borcu düzeyleri, kamu hizmetleri için daha layıcı bir şekilde, kamu borç yönetimi modernize fazla harcama yapılabilmesine olanak tanıyacak bir edilmiştir. Buna paralel olarak, altyapı, finansal ve mali hareket alanı, gelir ve bordro vergilerinin oran- diğer ekonomik varlıkları (örneğin gıda işleme sek- larında düşüş ile ödüllendirilmiştir, ancak bunlar töründe) kapsayacak şekilde hızlandırılan özelleştir- tüketime dayalı vergilere daha fazla bel bağlanması me çabaları ile özel sektör yatırımlarını çekecek ve pahasına gerçekleştirilmiştir. onlara yol gösterecek bağımsız düzenleyici kurum- ların oluşturulması yoluyla devletin ekonomideki Türkiye’nin mali konsolidasyonun deneyiminden rolü büyük ölçüde azaltılmıştır. dersler çıkaracaklar için, mali konsolidasyon ile birlikte kamu mali yönetiminde büyük çaplı bir re- Türkiye’nin kamu mali yönetim reformları geniş bir vizyon yapıldığını da belirtmek gerekir (Şekil 15). etki alanına sahip olmalarına ve kamu sektörünün 1980’lerde ve 1990’larda artan bütçe dışı fonlar bü- hizmetlerinde önemli iyileştirmelerin temellerini Şekil 15: Türkiye’nin mali konsolidasyonu temel kamu maliyesi reformu ile birlikte gerçekleştirilmiştir KAYNAKLARIN MAKRO MALİ OPERASYONEL STRATEJİK DİSİPLİN TAHSİSİ TAHSİS 2006 2006 2006 2000 2002 2001 Bütçe dışı fonl rın T m ml nm or nl rınd Yeni K mu İh le K nununun k ldırılm sı önemli düşüşe ol ç n K mu k bulü Döner serm enin r s onelleştirilmesi Y tırım Pro r mının K mu İh le Kurumu’nun R s onelleştirilmesi kurulm sı K mu B nk l rınd Görev Z r rl rının Birikmesinin Önlenmesi H kkınd Mev u t (T rıms l KİT’ler için) 2006 2003 2006 2003 K mu M li Yönetim ve Kontrol K nununun 2006 2001 Merke B nk sı’nın b ımsı lı ı ürürlü e irmesi K mu M li Yönetim ve Kontrol K mu B nk l rının eniden K nununun ürürlü e irmesi pıl ndırılm sı 2006 2004 2006 Yeni Bü ükşehir Beledi esi 2002 K mu Fin nsm n ve Borç Yönetiminin Dü enlenmesi K nununun ürürlü e irmesi 2006 H kkınd K nun Yeni Kuruml r Ver isi ve Gelir Ver isi İç Denetim Birimlerinin 2006 2005 Mev u tı Beledi e K nununun kurulm sı de iştirilmesi 2006 2003 Borç önetim sisteminin moderni s onu ve H ine’de rı bir risk hes bının oluşturulm sı 2006 2006 2010 K mu Fin nsm nı İst tistikleri st nd rtl rın 2006 Sos l Si ort l r ve Genel S lık Yeni S ışt K nununun u umlu eni bütçe sınıfl ndırılm sı Si ort sı K nununun sunulm sı k bulü Ort V deli H rc m Çerçevesinin Tüm kuruml rd Str teji elişirilmesi Geliştirme Birimlerinin kurulm sı Göster e Niteli indeki Kurums l T v nl rın U ul m Konulm sı 2006 2008 Yönetimler Ar sı M li Tr nsfer Reformu Kaynak: DB personeli 17 Türkiye’nin Deneyimleri: Entegrasyon, Kapsama, Kurumlar atmış olmalarına rağmen, kamu sektöründe yöneti- lıkları, düşük kamu borcu seviyeleri ve genellikle şimi modernize etme işi henüz tamamlanmamıştır. olumlu demografik yapıları geleceğin parlak görün- Harcama düzenlerinin stratejik öncelikler ile uyumu mesini sağlamaktadır. Bununla beraber, yükselen zayıftır ve bütçe büyük ölçüde girdiye dayalıdır. Sı- piyasaların ileri ekonomilerden ayrışırken ve sürekli nırlı kamu gözetimi altında faaliyet göstermekte olarak artan bir hızla yakınsama için hazır hale gelir- olan Toplu Konut İdaresi (TOKİ) yoluyla yarı mali fa- ken, gelişmekte olan ülkeler için büyüme beklenti- aliyetler için yeni yollar yaratılmıştır. Kamu iktisadi leri bazen keskin bir şekilde olmak üzere aşağı yönlü Teşebbüsleri’nin (KİT) ve kamu hizmet şirketlerinin olarak düzeltilmiştir. Ekonomik yakınsamanın kaçı- faaliyetlerini kapsayan açık bir mevzuatın yokluğun- nılmazlığına duyulan güven Doğu Avrupa’dan Doğu da kamu ihale çerçevesinden muafiyetler artmıştır. Asya’ya ve Latin Amerika’ya kadar sarsıldığı için, Kapasite kısıtları yeni iç ve dış denetim kurallarının bazıları yükselen piyasaların orta gelir “tuzağına” uygulanmasını engellemiştir. Türkiye’nin kamu ma- yakalanmasından endişe ederken bazıları “geçişte liyesi daha düşük büyüme hızı ve yükselen faiz oran- takılı kalmaktan” bahsetmektedir. ları ile sıkılaşırken, kalan bu yasal boşluklar mali Türkiye de henüz yüksek gelire ulaşmanın önündeki performans için risk teşkil etmektedir. Kamu mali engeli aşamamıştır. 2007 yılından bu yana, kişi başı- yönetim reformları deneyiminden daha genel bir na gelir 10.500 ABD$ dolaylarında seyretmektedir; ders çıkarılabilir. Kriz zamanlarında, yeni ve kurala bu Dünya Bankası tarafından belirlenen yüksek gelir bağlı yönetişime karşı siyasi direnç genellikle yumu- sınırının yaklaşık olarak yüzde 20 altındadır (Şekil 16). şar. Bununla birlikte, on yıldan uzun bir süredir de- vam eden ekonomik başarı sonrasında, daha fazla “Orta gelir tuzağının” çeşitli tanımları mevcuttur; ihtiyat yönündeki baskı kaçınılmaz olarak artar. Bu bazıları uzun süreli düşük büyüme ve ileri ekono- deneyim, 2000’li yılların başlarındaki ortak para miler ile nispi gelir farkını kapatamama üzerinde birimi uygulamasının ilk zamanlardaki başarısının odaklanırken (Gill ve Kharas, 2007; Felipe ve diğer- ardından Avro bölgesinde Maastricht mali kriterleri leri, 2012; Bulman ve diğerleri, 2012), bazıları hızlı ile ilgili olarak da yaşanmıştır. Türkiye’nin buna dik- büyüme ve yakınsama dönemleri sonrası ekonomik kat etmesi gerekir. Kamu mali yönetim reformunun yavaşlama riski üzerinde odaklanmaktadır (Eic- tamamlanması kritik öneme sahiptir; bu sürecin hengreen, Park ve Shin, 2011; 2013; Aiyar ve diğer- tersine dönmesi kamu maliyesi ve daha genel an- leri, 2013; EBRD, 2013). “Tuzağın” tanımı ne olursa lamda ülke ekonomisi üzerine yüksek bir maliyet olsun, orta gelirli ülkelerin bu tuzaktan kaçınmala- getirecektir. rına yardımcı olabilecek faktörler üzerinde geniş bir uzlaşı mevcuttur: ticarete ve doğrudan yabancı Geçişte Takılma Var Mı? yatırıma açık bir ekonomi, düşük enflasyon sağla- yan ve yabancı sermaye girişlerine olan bağımlılığı Son otuz yıllık dönem gelişmekte olan dünyada ön- azaltan sürdürülebilir bir makroekonomik çerçeve, ceden görülmemiş düzeylerde refah artışları getir- düşük demografik bağımlılık ve artan işgücüne ka- miştir ve Türkiye bu ilerlemenin önde gelen örnek- tılma oranları, daha yenilikçi üretime geçişi kolay- lerinden birini oluşturmaktadır. Yükselen piyasalar laştıran iyi bir beceri tabanı, sağlıklı bir iş ortamı küresel ekonomideki ağırlıklarını çarpıcı bir ölçüde ve hukukun üstünlüğünü, etkili ve hesap verebilir arttırmışlardır ve bu ülkelerin artan ekonomik ağır- yönetimi sağlayan güçlü ekonomik kurumlar. Ay- Şekil 16: Türkiye’nin kişi başına geliri 2007 yılından bu yana 10.500 ABD$ 14.500 dolaylarında seyretmektedir Ki şi Ba şına GSMG, Atlas yöntemi (cari ABD$) 12.500 10.500 8.500 6.500 4.500 2.500 500 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 Meksika Brezilya Tayland Malezya Rusya Fed. Türkiye Polonya Yüksek Gelir Sı nı rı (DB Tanı mı ) Kaynak: Dünya Kalkınma Göstergeleri, TÜİK 18 Genel Bakış Şekil 17: Yüksek gelire taşıyan faktörler bakımından Türkiye ve benzer ülkeler Makro Riskler Yapısal Potansiyel Dış Ticaret Açıklık Oranı Yönetişim Demogra fik Potansiyel İş Düzenlemesi Yenilikçilik Kapsama BRICS Ortalaması Yeni AB Üyeleri Ortalaması AB Adayları Ortalaması ODKA Ortalamas ı Büyüyen Piyasalar Ortalaması Türkiye Kaynak: Dünya Kalkınma Göstergeleri, İş Yapma Kolaylığı, Dünya Yönetişim Göstergeleri, Uluslararası Şeffaflık Örgütü, Açık Bütçe Girişimi, Fraser Enstitüsü ve TÜİK verilerine dayalı olarak DB personelinin hesaplamaları. Not: Her bir kategoride en iyi performansa sahip ülkeye 1 endeks değerinin verildiği ve diğer tüm ülkelerin en iyi performansa sahip ülkeye göre gösterildiği “sınıfın en iyisi” analizi. Grafiğin merkezi 0, dışı ise 1 rakamını göstermektedir. Bir kategori için birden fazla gösterge kullanıldığı zaman, göstergelerin ortalaması alınarak, en iyi persormansı gösteren 1 olmak üzere normalize edilmiştir. Bir kategoride birkaç gösterge kullanıldığında, endekslerin ortalaması alınır ve daha sonra en iyi performansa sahip ülkenin endeks değeri 1’e eşit olacak şekilde tekrar normalleştirilir. Makro riskler= enflasyon oranı, net uluslararası yatırım pozisyonu (GSYH’nin yüzdesi), genel yönetim borcu (GSYH’nin yüzdesi); Açıklık= ihracat + ithalat (GSYH’nin yüzdesi), DYY girişleri (GSYH’nin yüzdesi), Lojistik Performans Endeksi; Demografik potansiyel= yaşlılık bağımlılığı, işgücüne katılma oranı; Yenilikçilik potansiyeli= işgücünün ortalama eğitim süresi, Ar-Ge yatırımı (GSYH’nin yüzdesi); Kapsama= Gini tüketim katsayısı; İş düzenlemesi= İş Yapma Kolaylığı sınıra uzaklık, Fraser Enstitüsü düzenleme endeksi; Yönetişim= Fraser Enstitüsü yasal yapı endeksi, Uluslararası Şeffaflık Örgütü Yolsuzluk Algılamaları Endeksi, Açık Bütçe Endeksi, hukukun üstünlüğü, yönetimin etkinliği, söz hakkı ve hesap verebilirlik ile ilgili Dünya Yönetişim Göstergeleri; Yapısal Potansiyel= tarımda istihdam (toplam istihdamın yüzdesi). rıca, sanayileşmek için hala kapasitesi bulunan ve Yüksek gelir düzeyine ulaşmayı hedefleyen yapısal değişimin kazanımlarını tam olarak tüket- Türkiye’nin önündeki zorluklar arasında kurumsal memiş ülkelerde büyümede yavaşlama olasılığının ön koşulların sağlanması en önemlisi olabilir. Tüm çok daha az olduğu açıktır. Bazı çalışmalar ayrıca yüksek gelirli ülkeler ekonomilerini hukukun üstün- daha demokratik yönetimlerin ekonomik kurumla- lüğü, etkili ve hesap verebilir yönetim, şeffaf ve ihti- rın modernizasyon olasılığını arttırdığını, büyümede yatlı piyasa düzenleme ilkeleri üzerinde inşa ederler. yavaşlama riskini azalttığını göstermektedir (Berg, Ayrıca, yüksek gelirli ülkelerde, kurumların kalitesi Ostry ve Zettelmeyer, 2008; Acemoğlu ve diğerleri, ile kişi başına düşen gelir arasındaki bağıntı, dü- 2014; EBRD, 2013). şük ve orta gelirli ülkelere göre çok daha yüksektir. Ülkeler arası kıyaslamalar düşünüldüğünde Türkiye’nin ekonomik kurumlarının kalitesi kabaca Türkiye’nin geleceğine dönük tahminler karışıktır kişi başına gelirine göre beklenen düzeydedir, ancak (Şekil 17). Bir tarafta, Türkiye genç bir nüfus, sağ- geçtiğimiz on yıllık dönemde yüksek gelire başarılı lam altyapı ve makul derecede iyi iş ilişkileri gibi şekilde geçen Kore Cumhuriyeti veya Polonya gibi açıkça görülen güçlü yönlere sahiptir. Türkiye’nin ülkelerin düzeyine ulaşmak için çok daha fazla iyi- ekonomik yapısı da eskisi kadar güçlü olmamasına leştirme yapması gerekmektedir. Öte yandan, Tür- rağmen, göreceli olarak bir güç kaynağıdır. Diğer kiye’deki reform süreci son yıllarda yavaşlamıştır. tarafta, Türkiye’nin ekonomisi Doğu Asya ve Doğu Örneğin, 2000’li yılların başlarındaki hızlı serbest- Avrupa’daki hızlı büyüyen benzerlerine göre daha leşme dönemi sonrasında, Türkiye 2007 yılından az açıktır, DYY girişleri düşüktür, işgücüne katılma bu yana çok az ilerleme kaydetmiştir ve iş, ürün ve oranları ve eğitim başarıları benzer ülkeler grubu faktör piyasası düzenlemelerinin kalitesi bakımın- içinde en düşük düzeylerdedir ve Türkiye’nin dış fi- dan rakip ülkelerin çoğu Türkiye ile aradaki farkı nansmana olan yüksek bağımlılığından dolayı mak- kapatmış, hatta Türkiye’yi geçmiştir. Benzer şekilde, roekonomik istikrar risk altındadır. Nispeten dü- şük yenilikçilik potansiyeli ve önemli makro riskler 2000’li yılların ortalarından bu yana, daha önceki 5 Türkiye’nin yapısal ve demografik potansiyelini den- yıllık dönemde yapılan hızlı reformların sonrasında gelemektedir. Türkiye’nin hedeflerine ulaşabilmesi ekonomik yönetişim kalitesi sadece marjinal olarak için açıklığı arttırmaya, makro riskleri yönetmeye, iyileşmiştir. Dünyadaki ilk on ekonomi arasına gir- eğitimi ve yenilikçiliği geliştirmeye ve ekonomik meyi hedefleyen bir ülke için, ekonomik kurumların kurumları iyileştirmeye yönelik politikalara ihtiyacı kalitesi ile ilgili küresel sıralamada ilk 40 ülke arasına vardır. girememek bir endişe kaynağı olmalıdır (Şekil 18). 19 Türkiye’nin Deneyimleri: Entegrasyon, Kapsama, Kurumlar Şekil 18: Türkiye kurumsal performans ile ilgili karşılaştırmalı endekslerin çoğunda orta sıralarda yer almaktadır 200 189 177 177 Toplam Ülke Sayıs ı İ çinde Türkiye'nin Yeri 180 160 148 152 140 120 98 112 100 80 69 60 56 55 53 40 42 20 0 Açık Bütçe Dünya Ekonomik Fraser - Heritage Vakfı - Yolsuzluk DB - İş Yapma Endeksi Forumu - Düzenleme Ekonomik Algılamalar ı Kolayl ığı Kurumlar Özgürlük Endeksi Endeksi Toplam Ülke Say ısı Türkiye'nin Sıralamadaki Yeri Kaynak: Dünya Bankası, Dünya Ekonomik Forumu, Fraser Enstitüsü, Heritage Vakfı, Uluslararası Şeffaflık Örgütü Not: Mevcut en son veriler ile hazırlanmıştır Yüksek Gelire Giden Yol: netmeyi ve mevduat sahiplerinden ve uluslararası sermaye piyasalarından fonları çekmeyi öğrenmiş- Entegrasyon, Kapsama, tir. Türk bankalarının başarısı, banka dışı finansal Kurumlar kuruluşlar tarafından Türkiye’nin yerli işletmelerine risk sermayesi sağlamak ve ülkenin altyapı geliştir- Genç nüfusu, iyileşen eğitim düzeyi ve önemli yatı- me ihtiyaçları için yeni finansal araçlar geliştirmek rım fırsatları sebebiyle, Türkiye’nin önümüzdeki on için tekrarlanabilir. Türkiye’nin şehirleri, ekonomik yıllık dönemde yüksek gelirli ülke statüsüne yüksel- büyümenin, bölgesel yakınsamanın ve birçok kişi mesi olasıdır. Ortalama yüzde 3-4’lük büyüme oran- için hizmetlere daha iyi erişimin lokomotifi olmuş- ları ve yıllık yüzde 2 gibi orta derecede bir reel kur tur. Şehirler artık kendilerini yenilikçilik ve bilgi değerlenmesi varsayıldığında, Türkiye 2017 yılına transferinin merkezleri haline dönüştürmekte ve kadar 12.746 ABD$’lık eşiği geçebilir. İleri ekonomi- sürdürülebilir şehirler olabilmek için ekonomik ve- lerin yaşam standartlarına yakınlaşma hızı seçilen rimliliği çevresel ve sosyal kaygılar ile birleştirmenin politikalara bağlı olacaktır (Metin Kutusu 1). yollarını bulmaktadırlar. Türkiye’nin işgücü piyasa- Türkiye’nin 10. Kalkınma Planı 2013 ile 2018 yılla- ları geçmiş beş yıllık dönemde istihdam yaratma- rında yıllık ortalama yüzde 5,5’lik bir büyüme ön- da oldukça başarılı olmuş ve büyüyen orta sınıfa görmektedir. Yenilikçiliğe, ülkenin beşeri sermaye daha fazla refah sağlamıştır. Türkiye’nin demogra- tabanını iyileştirilmesine ve çevresel ve sosyal açı- fik avantajından tam olarak yararlanabilmesi için dan sürdürülebilir geçim kaynaklarına dayalı bir bunu yapmaya devam etmesi gerekmektedir. Mali ekonomik kalkınma vizyonu ortaya koymaktadır. konsolidasyon sosyal hizmet harcamalarının arttırı- Bu vizyonu gerçekleştirebilmek için Türkiye’nin üç labilmesi için alan açmıştır ve Türkiye’nin en uzak esas zorluğu ele alması gerekecektir: (i) üretkenlik bölgelerinde dahi erişimin iyileştirilmesini sağla- artışının sürdürülmesi, ancak kaynağının yapısal de- mıştır. Artık Türkiye’nin kamu hizmetlerinin yöneti- ğişimden yenilikçiliğe kaydırılması; (ii) demografik cilerinin odak alanlarını kalite ve verimliliği yükselt- avantajın tüm kazanımlarından yararlanılabilmesi meye kaydırmaları ve aynı zamanda yaklaşmakta için katılımın arttırılması; ve (iii) yatırımları teşvik olan demografik olgunlaşma çağına hazırlanmaları etmek ve sosyal kapsamanın kazanımlarını konsoli- gerekmektedir. de etmek için kurumsal reformun derinleştirilmesi. Bununla birlikte, Türkiye’nin geçmişteki başarıları Türkiye bu zorlukları karşılamak için geçmişte elde ülkeyi sıralamalarda ileri yüksek gelirli ülkelerin se- ettiği başarıların birçoğundan yararlanabilir (Tablo viyelerine ulaştırmaya yetmeyecektir. Türkiye’nin 2). Türkiye’nin 1980’lerden bu yanaki deneyimleri, kurumlarında reform yapma sürecinin de yeni bir açık pazarların ve özellikle AB ile olmak üzere en- atılıma ihtiyacı vardır. Türkiye’nin girişimcileri ve tegrasyonun faydalarını göstermiştir. Bu, tarım ve yabancı yatırımcılar işte başarılı olabilmek için iliş- hizmetleri de kapsayacak şekilde genişletilebilir ve kiler birikiminin bilgi birikiminden halen baskın böylelikle daha fazla üretkenlik artışları sağlanabilir. olduğunu, ilişkiye dayalı sözleşmelerin mahkeme- Türkiye’nin bankaları riskleri ihtiyatlı bir şekilde yö- ler yoluyla uygulamadan daha üstün olduğunu, ve 20 Genel Bakış Metin Kutusu 1: Türkiye’nin Beklentileri Basit bir simülasyon, politikaların önemini göstermeye yardımcı olabilir. Bugün, Türkiye’nin kişi başına düşen geliri AB ortalamasının yaklaşık yüzde 50’si düzeyindedir. Eğer AB’nin kişi başına düşen geliri son zamanlardaki (1995-2012) ortalama yüzde 1,9’luk hız ile artmaya devam ederse, Türkiye 2030 yılına kadar AB ortalamasının yüzde 63 ile 89 arasındaki bir düzeye ulaşabilir. Aradaki fark yatırım oranları, işgücüne katılım oranları ve işgücünün eğitim düzeyinde- ki artışlar gibi varsayımlar değiştirilerek hesaplanmaktadır. En büyük etkinin, Türkiye’nin Toplam Faktör Verimliliğinin (TFV) yıllık ortalama yüzde 0,8’lik geçmiş hızının iki katına çıkması ile ortaya çıktığı görülmektedir. Tasarrufları ve yatırım oranlarını arttıran, katılımı arttıran, eğitim düzeyini yükselten ve yenilikçiliği teşvik eden politikalar ve daha yüksek TFV artış hızları Türkiye’nin ileri ülkelerin yaşam standartlarına ne hızla yaklaşacağının belirleyicisi olacaktır. Tablo 1: Politika Simülasyonları AB kişi başına Reel GSYH Beşeri Fiziksel TFV GSYH’sının Artışı (Y) Sermaye (H) Sermaye (K)  (yüzde) Payı Başlangıç Seviyesi (2014-2030) 4.2 1.8 1.5 0.8 63.5 (I) Tasarruf oranının 2018 yılına kadar GSYH’nin yüzde 19’una yükselmesi ve 4.5 1.8 1.9 0.8 66.9 yatırımların yüzde 24’e ulaşması (Kalkınma Bak.) (2014-2030) (II) 2030 yılına kadar kadınların işgücüne katılımının yüzde 53,1’e ulaşması (OECD ort.) 4.8 2.3 1.7 0.8 70.3 (2014-2030) (III) Ortalama eğitim süresinin 2030 yılına kadar 10,57 yıla ulaşması (Kore örneği) 4.6 2.1 1.6 0.8 67.9 (2014-2030) II+III Bileşik (2014-2030) 5.2 2.6 1.8 0.8 75.2 I+II+III Bileşik (2014-2030) 5.5 2.6 2.1 0.8 79.1 I+II+III Bileşik + İki Kat TFV artışı 6.3 2.6 2.1 1.6 89.7 (2014-2030) Başlangıç Seviyesi (2031-2050) 3.3 1.2 1.3 0.8 75.2 Kaynak: DB personelinin hesaplamaları, Dünya Kalkınma Göstergeleri Nüfus Veri Tabanı imar hakları ile karlı kamu ihalelerine erişimin yeni mesi için, daha fazla hükümet hesap verebilirliğine iş süreçlerinde yenilikçilikten daha yüksek getiri- ve ekonomide, toplumda ve siyasette adil bir oyun ler sunduğu bilmektedir. 1990’ların sonlarında ve sahası oluşturma ve bunu koruma yönünde yeni- 2000’lerin başlarında uygulamaya konulan temel lenmiş bir kararlılığa ihtiyaç duyulmaktadır. AB ka- yönetişim reformları resmi olarak birçok ekono- tılım müzakereleri gerekli reformlar için faydalı bir mik kurumu siyasi baskılardan uzaklaştırmış olma- yol haritası oluşturmaya devam etmektedir; ancak sına rağmen, fiili olarak bağımsızlıkları halen tar- Avrupa’nın bir çıpa olarak sahip olduğu gücün za- tışmaya açıktır. Yönetim üzerindeki kontrol halen yıflaması ile birlikte rekabetçi ekonomik ve siyasi devletin büyük bir bölümü üzerinde kontrol sağ- kurumlar yönündeki kararlılığın Türkiye’nin kendi lamaktadır ve özellikle yerel düzeyde olmak üzere içinden gelmesi gerekmektedir. Daha uzlaşmacı hesap verebilirlik mekanizmaları sınırlıdır. Sonuç bir politika yapmaya dönüş olmadan bu güveni- olarak, Türkiye’nin alt ve orta sınıfları için önceden lir veya sürdürülebilir olmayacaktır. 1980’lerdeki görülmemiş ekonomik ve siyasi fırsatlar açılırken, ve 2000’lerdeki sosyal açıdan muhafazakar ancak birçok kişi bu kazanımların mevcut hükümetin ik- ekonomik açıdan liberal hükümetlerin yönetimin- tidarda kalmasına bağlı olduğunu ve köklerinin de ülkenin hızlı ekonomik ilerleyişinde, tartışmaya temel insan haklarının teminatında yatmadığını açık olsa da böyle bir uzlaşı ön plana çıkmıştır. Di- düşünmektedir. Aynı zamanda, Türkiye’nin yerleşik ğer yükselen piyasalar arasında Türkiye’ye imrenen elitleri haklarının kısıldığını ve söz haklarının göz birçok ülke bu durumun oldukça farkındadır ve ül- ardı edildiğini hissetmektedir. kenin başarılarını incelemek istemektedirler. Bu ra- Aslında, ekonomik büyüme sosyal açıdan kapsayıcı por bu ilgiden ilham alınarak hazırlanmıştır. Ülkenin olmasına rağmen, Türkiye toplumu bölünmüş du- orta gelirden yüksek gelire geçişi sürecinde değerli rumdadır. Geçmiş otuz yılın kazanımlarının güvence dersler sunmaya devam edebilmesi için, nelerin işe altına alınabilmesi ve Türkiye’nin yüksek gelirli ül- yaradığı ve nelerin işe yaramadığı konularında yeni- kelerin seviyesine doğru ilerleyişinin sürdürülebil- lenmiş bir uzlaşıya da ilham verebilir. 21 Türkiye’nin Deneyimleri: Entegrasyon, Kapsama, Kurumlar Tablo 2: Türkiye’nin Geçiş Deneyimleri: Başarılar, Dersler ve Zorluklar Türkiye’nin kalkınma Yüksek gelir statüsüne Türkiye’nin Başarıları deneyiminden çıkarılan dersler ulaşmanın önündeki zorluklar ENTEGRASYON Türkiye’nin Avrupa ekonomisine ve küre- 1980’lerde ekonomik faaliyetlerin ser- Türkiye’nin kişi başına düşen gelirini daha sel ekonomiye entegrasyonu ülkeyi yük- bestleştirilmesi piyasaya dayalı çözümler fazla arttırması, Türkiye’nin varlık tabanı- sek gelir eşiğine taşımıştır. için güçlü bir destekçi grubu oluşturmuş- nın genişlemesini destekleyen yatırımlara tur. Özel sektöre yönelik olumlu tutum, bağlıdır. Bu yatırım ortamında ve hukukun Türkiye’nin kalkınma performansının üstünlüğünde daha fazla iyileştirme yapıl- Orta ve Doğu Avrupa’daki geçiş sürecini masını ve ülkenin beceri tabanını geliştir- andıran ayırt edici bir özelliğidir. meye yönelik yatırımların devam ettirilme- sini gerektirecektir. Aynı zamanda yurt içi tasarrufları arttırmaya ve dış finansmana olan bağımlılık ile ilişkili volatiliteyi yönet- meye yönelik adımlar atılmasını gerektire- cektir. Ticaret: Türkiye’nin dış ticaret açıklık ora- 1980’lerin başlarındaki ilk serbestleştirme Türkiye orta teknoloji ihracatını çarpıcı bir nı (mal ve hizmetler ticaretinin GSYH’ye çabaları ve bunların 1995 yılında Gümrük şekilde arttırmış olmasına rağmen, yüksek oranı) 1970 yılında yüzde 11 iken, 2012 Birliği anlaşması ile sonuçlanması ile bir- teknoloji ihracatında yerinde saymıştır. yılında yüzde 58’e yükselmiştir. Geçtiğimiz likte, AB Türkiye’nin dünya ekonomisi ile Daha yüksek katma değerli ihracat tek- on yıllık dönemde, ABD$ bazında mal ve entegrasyonunun temelini oluşturmuş- nolojinin geliştirilmesini, yenilikçiliği, ve hizmetler ihracatı yıllık yüzde 15 oranında tur. AB ile entegrasyon süreci Türkiye’nin büyük ve orta ölçekli şirketlerce deneyler artmıştır. Türkiye’nin Avrupa üretim zincir- küresel değer zincirlerine katılımını arttır- yapılmasını gerektirecektir. Daha fazla DYY lerine daha fazla entegre olması ile birlikte mıştır ve ihracatta daha yüksek teknoloji çekilmesi değer zincirinde daha yüksek se- orta teknolojili ürün ihracatı da artmıştır. içeriği ve sofistikasyon ile sonuçlanmıştır. viyelere çıkmaya yardımcı olacak ve bu da İhracatın çeşitlendirilmesi Türkiye’nin AB Lojistik yatırımları ve diplomatik açılım aynı zamanda Türkiye’nin Asya’daki yüksek talebindeki ani düşüşlerin etkisini azalt- Türkiye’nin ticaret ortaklarının çeşitlendi- büyüme piyasaları ile daha başarılı bir şe- masına olanak tanımıştır. rilmesini desteklemiştir. kilde rekabet etmesine olanak tanıyacaktır. Finans: Türkiye’nin bankacılık sistemi da- Kökleri daha fazla şeffaflık ve hesap ve- Türkiye’nin sermaye piyasaları aynı kal- yanıklıdır. OECD ülkeleri arasında küresel rebilirlik ile birlikte ahlaki tehlikeyi sınır- kınma düzeyindeki diğer ülkeler ile kar- finansal ve ekonomik krizin olumsuz etki- lamaya yönelik yasal adımlara uzanan şılaştırıldığında daha zayıftır ve sermaye lerine kamu fonlarının enjeksiyonu olma- yönetişim reformları Türkiye’nin banka- piyasalarının daha fazla derinleştirilmesi dan dayanabilen tek ülke olmuştur. Güçlü cılık sektörünün dönüşümüne yardımcı Türkiye’nin yüksek gelire geçişini destek- sermaye tamponları ile övünmektedir ve olmuştur. Ancak, sıra dışı bir politika çer- leyecektir. Bu, yurt içi tasarrufların arttı- sektörün kredi/mevduat oranı artmakla çevesine ve büyük bir makro-ihtiyati araç rılmasına katkıda bulunarak, aynı zaman- birlikte sadece yüzde 110’dur. deposunun kullanımına rağmen, Türkiye da dış akışlara olan bağımlılığı karşısında kendini volatil uluslararası sermaye piya- daha dayanıklı hale getirecektir. salarından izole etme konusunda sınırlı başarı yakalamıştır. İşletmeler: İşgücünün tarımdan hizmet- İş ortamındaki iyileşmeler, şehirleşmeyi Türkiye’nin yüksek gelire geçebilme- lere ve imalata geçişinin etkisi ile, üret- destekleyen politikalar ve kayıt dışı sek- si için, üretkenlik artışlarının giderek kenlik artışı güçlü olmuştur. Üretkenlik tör sebebiyle işgücü piyasasının esnek- daha fazla oranda bireysel sektörlerin artışı düzenleri Türkiye içindeki bölgesel liği, bugüne kadarki yapısal değişimi ko- ve şirketlerin kendi içinden gelmesi ge- yakınlaşmayı desteklerken, ülkenin batı laylaştırmıştır. Ulaştırma ve haberleşme rekecektir. Düzenleyici bürokrasi, yasal bölgelerindeki üretkenlik düzeyleri halen için yapılan kişi başına düşen harcamalar belirsizlikler ve dağınık işgücü piyasaları, en yüksek düzeyler olmaya devam etmek- ve sosyal altyapı için yapılan kişi başına önümüzdeki dönemde üretken işgücü- tedir. düşen harcamalar da dahil olmak üzere, nün sektörler arasında dağılımında daha bölgesel yakınsama mali politika ile ilişki- büyük kısıtlar haline gelebilirler. Artan lendirilebilir. Ar-Ge harcamalarına rağmen, Türkiye’nin araştırma ve iş uygulamaları arasındaki bağlantıları güçlendirmesi, patent ve fikri mülkiyet hakkı korumasını güçlendirmesi ve üniversitelerinin kalitesini yükseltmesi gerekmektedir. Altyapı: Türkiye ulaştırma, telekomüni- Türkiye’nin ulaştırma, enerji ve teleko- İddialı bir bekleyen KÖO stokuna rağmen, kasyon ve enerji sektörlerinde altyapısı- münikasyon alanlarındaki altyapı yatı- anlaşma kapanışları yavaş olmuştur ve nın kalitesini geliştirmiştir ve lojistik per- rımlarının yarıdan fazlası özel sektörden finansman ihtiyaçları yurt içi kapasiteyi formansı bakımından dünyada ilk 30 ülke gelmiştir. Sektör ayrıştırması, varlıkların aşmıştır. Yurt içi kısıtlar göz önüne alındı- arasında yer almaktadır. özelleştirilmesi ve güçlü bağımsız dü- ğında, Türkiye’nin daha fazla uzun vadeli zenleme önemli verimlilik artışlarına ve dış finansman çekebilmesi için KÖO giri- Türkiye’nin vatandaşlarına ve işletmele- şimlerinden yararlanması gerekecektir. rine daha iyi ve maliyet etkin hizmetler Bu düzenleyici çerçevede ve aynı zaman- sunulmasına yol açmıştır. da proje seçiminde ve değerlendirme- sinde ve risk ve sözleşme yönetimi uy- gulamalarında iyileştirmeler yapılmasını gerektirecektir. 22 Genel Bakış Türkiye’nin kalkınma Yüksek gelir statüsüne Türkiye’nin Başarıları deneyiminden çıkarılan dersler ulaşmanın önündeki zorluklar KAPSAMA Yoksulluk oranındaki keskin düşüş, gelir da- Türkiye’nin yoksulluğu azaltma ve sosyal Sosyal kapsamadaki iyileşmelerin sürdü- ğılımının en alt kesimin refah düzeyindeki kapsama öyküsü temel olarak sürdürülen rülebilmesi için, hızlı istihdam yaratmanın önemli iyileşmeler ve temel sosyal hizmet- ekonomik büyümeden ve istihdam yarat- devam ettirilmesi (kadınlar için de), temel lere erişim eşitsizliğindeki büyük düşüşlerin madan kaynaklanmıştır. Türkiye’nin 2001 hizmetlere erişimdeki ve kalitedeki açık- yansıttığı gibi, Türkiye’nin 2000’li yıllardaki sonrasında sürdürülen mali konsolidasyonu ların daha fazla kapatılması ve en hassas kalkınma modeli sosyal açıdan kapsayıcı ol- sağlık, eğitim ve belediye hizmetleri alanla- gruplara yardım etmeye yönelik hedefli po- muştur. rında harcamaların arttırılması için hareket litikaların genişletilmesi gerekecektir. Orta alanı açmıştır ve bu da kırsaldan kentlere vadede, demografik pencere bir süre daha göç edenler için ekonomik fırsatların ve erişi- açık kalacak olmasına rağmen, Türkiye’nin min arttırılmasını desteklemiştir. yaşlanan bir topluma hazırlanması gereke- cektir. Şehirleşme: Türkiye dünyanın en hızlı şe- Kamu politikaları kırsal bölgelerden kent- Hızlı büyüyen ikincil şehirlerde, planlama hirleşen ülkelerinden birisidir ve bir yandan lere göçü kısıtlamamış, kolaylaştırmıştır ve kapasitesinin eksikliği büyüyen kentsel ya- ekonomik açıdan verimli olan diğer yandan bu büyük ekonomik faydalar getirmiştir. yılma riski doğurmaktadır. Türkiye’nin ileri tüm nüfus için belediye hizmetlerine erişimi 1980’lerde şehir planlaması belediye düze- şehirleri verimlidir ancak toplu taşıma, ye- arttıran bir şehirler sistemi yaratmıştır. yinde konsolide edilmiştir. Türkiye’nin özel şil alanlar ve rekreasyon alanları ve şehir sektör tarafından sağlanan sosyal konut planlamasında kamuoyu ile istişarenin art- modeli kentsel gecekonduların oluşumunu tırılması gibi ikinci nesil hususlar ele alına- engellemiştir. bilirse daha yaşanabilir bir hale gelebilirler. İşgücü Piyasaları: 1980’lerden bu yana is- Güçlü konjonktürel artışa ek olarak, işgücü Türkiye’nin demografik fırsat penceresinden tihdam artışı genel olarak işgücündeki artış üzerindeki vergi yükünün hafifletilmesi ve tam olarak faydalanabilmesi için, istihdam ile aynı düzeylerde olmuştur. Yaratılan yeni aktif işgücü piyasası programlarının yaygın- yaratmanın en azından tarihsel oranlarda işlerin çoğu daha yüksek üretkenlik düzeyine laştırılması Türkiye’nin 2008 sonrasındaki sürdürülmesi kritik öneme sahiptir. Orta sahip işler olmuş ve genel büyümeyi ve sosyal işgücü piyasası performansına katkıda bu- vadede büyümenin yavaşlayacağı düşü- ilerlemeyi hızlandırmıştır. 2008 sonrasında lunmuştur. Yapısal değişim, eğitimdeki iyi- nüldüğünde, bu özellikle işgücüne katılım istihdam yaratma hızı artmış ve çoğu daha leşmeler ve şehirleşme hızı yaratılan işlerin oranı orta gelirli diğer benzer ülkelerin çok yüksek beceri düzeylerine sahip 4 milyondan çoğunluğunun üretken işler olmasını sağla- altında olan kadınlar için olmak üzere istih- fazla yeni iş yaratılmıştır. mıştır. damı arttırmaya yönelik hedefli önlemler gerektirebilir. Önümüzdeki dönemde üret- kenlik düzeyi yüksek işlerin yaratılması, aynı zamanda işgücü piyasalarının kayıtlı ve kayıt dışı ayrımının azaltılmasına ve genel işgücü piyasası esnekliğinin arttırılmasına yönelik adımlar atılmasını gerektirecektir. Refah: Sağlık ve eğitim sonuçları önemli öl- Artan harcamalar ve sektöre özgü reformlar Türkiye borç konsolidasyonunun mali avan- çüde iyileşmiş, eşitlik ve erişim sorunları ele sosyal sonuçları iyileştirmiştir. 1990’ların tajlarından sonsuza dek yararlanamayacak- alınmış ve bunlardan daha az varlıklı kesimin sonlarında ve 2000’lerin başlarında zorun- tır ve harcamaları önceliklendirmesi gere- de yararlanması sağlanmıştır. lu eğitim süresinin uzatılması ve müfredat kecektir. Harcama verimliliği arayışında, değişiklikleri Türkiye’nin eğitimde ilerleme Türkiye’nin özellikle erken emeklilik yaşı sa- kaydetmesini sağlamıştır. Sağlık sektöründe, yesinde cömert olan sosyal güvenlik mode- büyük çaplı bir reform çabası ile performan- lini revize etmesi gerekmektedir. Eğitimde sa bağlı teşvikler oluşturulmuş, koruyucu ve ilerlemenin sürdürülmesi daha fazla har- temel sağlık hizmetlerine geçiş desteklenmiş cama yapılmasını ve aynı zamanda sınıf ve ve nüfusun daha yoksul kesimleri için erişim okul düzeyinde kaliteyi arttıracak reformlar büyük ölçüde arttırılmıştır. yapılmasını gerektirecektir. Sağlık alanında, artan hak sahiplikleri ve teknolojinin getir- diği maliyet artışları mevcut verimlilik zor- luklarını daha da arttırmaktadır. Kamu maliyesi: Kamu sektöründeki kapsamlı Mali koruma politikasından kaçınmak, har- Mali ihtiyatın sürdürülmesi Türkiye’nin yapısal reformlar Türkiye’nin kamu borcu- cama ödenekleri için kurala dayalı bir sistem yüksek gelire geçişini destekleyecektir. GSYH oranında keskin ve sürekli bir azalmayı oluşturmak ve harcama tabanını genişlet- Bütçenin hem gelir hem de gider tarafın- desteklemiş ve kamu hizmetlerinin iyileştiril- mek için, tutucu bütçe politikaları ve faiz daki reformlar henüz tamamlanmamıştır. mesi için mali bir hareket alanı yaratmıştır. dışı fazla ile ilgili taahhütler, kamu mali yöne- Kurala dayalı mali yönetişimin dışında ka- timinde toptan bir reform ile birleştirilmiştir. lan harcama alanları (özellikle altyapıda), yüksek derecede döngüsel gelir tabanı ve artan sosyal hak sahiplikleri karşı karşıya olunan başlıca zorlukları oluşturmaktadır. KURUMLAR Türkiye, özellikle 2001 krizi sonrasında ve AB 2007 yılından itibaren kurumsal reformların Türkiye henüz yüksek gelire geçiş için ge- katılım müzakerelerinin sunduğu çıpa ile ku- hızı yavaşlamıştır ve genel yönetişim alanın- rekli kurumsal temelleri oluşturamamıştır. rumsal performansta ve kamu sektörü yöneti- da sadece marjinal iyileşmeler kaydedilmiş- İş ortamı, hukukun üstünlüğü, düzenleyici şiminde önemli iyileşmeler kaydetmiştir. tir. Söz hakkı ve hesap verebilirlik veya finans politikalar, sivil ve vatandaşlık haklarının ve altyapı alanlarında bağımsız düzenleyici- güvence altına alınması, kamu sektörün- ler gibi bazı alanlarda geriye dönüş kaygıları de hesap verebilirlik ve merkeziyetçilikten mevcuttur. uzaklaştırılmış karar verme gibi alanlarda geniş kapsamlı iyileştirmeler gerekmektedir. 23 Türkiye’nin Deneyimleri: Entegrasyon, Kapsama, Kurumlar Kaynakça Acemoğlu, D., & Robinson, J. (2012). Why Nations Gill, I., & Raiser, M. (2012). Golden Growth. Resto- Fail. The Origins of Power, Prosperity and Poverty. ring the Luster of the European Economic Model. New York: Crown Business. Washington, D.C.: The World Bank. Acemoğlu, D., Naidu, S., & Restrepo, J. R. (2014, North, D. (1990). Institutions, Institutional Change March). Democracy Does Cause Growth. NBER and Economic Performance. New York: Cambridge Working Paper, 20004. University Press. Aiyar, S., Duval, R., Puy, D., Wu, Y., & Zhang, L. North, D., Wallis, J., & Weingast, B. (2009). Violence (2013, March). Growth Slowdowns and the Middle and Social Orders. New York: Cambridge University Income Trap. IMF Working Paper, 13/71. Press. Atiyas, I., & Bakış, O. (2013a). Structural Change OECD. (2014, July). Turkey Country Survey. Chapter and Industrial Policy in Turkey. REF Working Paper, 3. 2013-3. Rodrik, D., & McMillan, M. (2011, June). Globaliza- Atun, R.; Aydin, S.; Chakraborty, S.; Sumer, S.; Aran, tion, Structural Change and Productivity Growth. M.; Gurol, I.; Nazlioglu, S.; Ozgulcu, S.; Aydogan, U.; NBER Working Paper, 17143. Ayar, B.; Dilmen, U.; Akdag, R. (2013, June). Uni- The World Bank. (2010). Turkey Country Economic versal health coverage in Turkey: enhancement of Memorandum: Informality: Causes, Consequences, equity. The Lancet. Retrieved from http://dx.doi. Policies. Report No. 48523-TR. Washington, D.C: org/10.1016/S0140-6736(13)61051-X World Bank. Azevedo, J., & Atamanov, A. (2014). Pathways to the The World Bank. (2014). Evaluation of the EU- Middle Class. Washington, D.C.: The World Bank. Turkey Customs Union. Berg, A., Ostry, J., & Zettelmeyer, J. (2006). What Makes Growth Sustained? IMF Working Paper, March 2008, 8/59. Bulman, D., Eden, M., & Nguyen, H. (2012). Tran- sitioning from Low-Income Growth to High-Income Growth: Is there a Middle Income Trap? Mimeog- raphed. The World Bank. Eichengreen, B., Park, D., & Shin, K. (2011). When Fast Growing Economies Slow Down: International Evidence and Implications for China. Working Pa- per, 16919. Eichgreen, B., Park, D., & Shin, K. (2013, January). Growth Slowdowns Redux: New Evidence on the Middle-Income Trap. Working Paper, 18673. European Bank for Reconstruction and Develop- ment (EBRD). (2013). Stuck in Transition. Transition Report. London: European Bank for Reconstruction and Development. Felipe, J., Abdon, A., & Kumar, U. (2012). Tracking the Middle-income Trap: What Is It, Who Is in It, and Why? 715. Levy Institute of Economics. Bard College. Ferguson, N. (2011). Civilization. The West and the Rest. London: Allen Lane. Gill, I., & Kharas, H. (2007). An East Asian Renais- sance. Washington, D.C.: The World Bank. 24 Genel Bakış 25